1965 yılında kurulan İngiliz rock müzik grubu Pink Floyd, müzik tarihi ve popüler kültürde kendine özgü bir yere sahip. Felsefi göndermelerle dolu şarkı sözleri, yenilikçi albüm kapakları ve birbirinden güzel sahne şovlarıyla Pink Floyd, 1970’lerden itibaren dünya çapında bir idol haline geldi. Kullandıkları riffler ve ritmlerle rock müziğe getirdikleri yenilikler dönemin pek çok rock müzik grubu tarafından örnek alındı. 50 yıla yakın bir süre devam eden müzik serüveni içinde Pink Floyd, kuşaklar arasında köprüler kurdu, milyonlarca insanı ortak duygu ve düşüncelerde birleştirmeyi başardı. Ofix Blog‘da bugünkü yazımızda, ofiste çalışırken Pink Floyd dinlemeyi seven okurlarımız için en güzel 10 Pink Floyd şarkısı önereceğiz.
Kısaca Pink Floyd
Pink Floyd grubu 1965 yılında vokalde ve gitarda Syd Barrett, basta Roger Waters, klavyeli çalgılar ve vokalde Richard Wright ve davulda Nick Mason‘la kuruldu. Grup kurulduğunda henüz üniversite öğrencisi olan bu isimler, Syd Barrett‘ın önerisiyle grubun adını ünlü blues müzikçileri Pink Anderson ile Floyd Council‘den hareketle Pink Floyd olarak koydular. Gruba ismini Syd Barrett bulduğu için kurucusu olarak görülen kişi de o oldu. Dönemin popüler rock, blues ve caz şarkılarını kendilerine özgü yorumlarla seslendiren grup, 1966 yılından itibaren Londra’nın ünlü “underground” kulüplerinde sahne almaya başladı. Bu kulüpler arasında Countdown Club‘da yaptıkları sahne şovları, dinleyicilerin büyük beğenisini kazandı. Sahnede ışık ve slayt gösterilerinden etkin şekilde yararlanan Pink Floyd, henüz meşhur olmaya başladığı bu dönemden itibaren sahne şovlarına yepyeni bir boyut kazandırdı.
- Nick Mason, Richard Wright, Roger Waters ve Syd Barrett (soldan sağa)
1967 yılında Pink Floyd, ilk albümleri olan Arnold Layne‘i müzik severlerle buluşturdu. Müzik listelerine 20. sıradan giriş yapan bu albümün ardından The Piper at the Gates of Dawn albümü geldi. Albüme ismini veren şarkıyla 6. sıraya yükselmeyi başaran Pink Floyd‘un her iki albümü de hem müzikal açıdan, hem de şarkı sözleriyle dikkatleri çekmeyi başardı. Büyük bir bölümü Syd Barrett tarafından yazılan Pink Floyd şarkılarında çocuksu imgeler ve geleceğe duyulan umut ön plandaydı. İngiltere’de çok satanlar listesine girmeyi başaran albümleriyle Pink Floyd, müziğinde aynı zamanda da 68 kuşağının duygu ve özlemlerini yansıtıyordu. İngiltere’de kazandıkları başarının ardından Amerika turnesine çıkan Pink Floyd‘a turne boyunca Jimi Hendrix eşlik etti. Bu turne sayesinde İngiltere’nin ardından Amerikan müzik piyasasında da Pink Floyd, güzel bir ivme yakaladı.
Roger Waters Dönemi
1968 yılında Syd Barrett‘in gruptan ayrılması, Pink Floyd tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Barrett‘in yerine gruba David Gilmour katıldı. Bu dönemde Pink Floyd‘un liderliğini Roger Waters üstlendi. Şarkı sözleri ve bestelere Roger Waters‘ın damgasını vurduğu bu dönem, Pink Floyd tarihinin en yaratıcı dönemlerinden biriydi. 1968 yılında çıkarttıkları A Saucerful of Secrets albümünde Roger Waters‘ın sözlerini yazıp bestesini yaptığı hemen tüm şarkılar hit olmayı başardı. Özellikle Set the Controls for the Heart of the Sun ve Let There Be More Light şarkıları, Pink Floyd severlerin bugün bile dinlemekten keyif aldıkları şarkılardı. Konserlerde kullanılan ışık ve slayt gösterileri de Pink Floyd isminin öne çıkmasına önemli katkı sağlamaktaydı.
- Richard Wright, David Gilmour, Nick Mason ve Roger Waters (soldan sağa)
1973 yılında çıkarttıkları The Dark Side of the Moon albümü, Pink Floyd tarihinin en başarılı albümlerinden biri oldu. Öyle ki, müzik piyasasının nabzını tutan Billboard 200 listesinde tam 741 hafta kalmayı başaran bu albüm, kırılması güç bir rekora imza attı. Roger Waters‘ın yazdığı şarkı sözlerinde verdiği felsefi mesajlar, Pink Floyd‘u sıradan bir rock müzik grubunun ötesinde, aynı zamanda da bir dünya görüşünün temsilcisi haline getirmekteydi. Şarkılarında en çok ölüm korkusu, yalnızlık, çaresizlik gibi varoluşçu temaları işleyen Roger Waters, İngiliz ve Amerikan gençliğinin artık bir idolü haline gelmekteydi. 1975 yılında çıkarttıkları Wish You Were Here ve 1977 yılında çıkarttıkları Animals albümleri, Pink Floyd‘un dünya genelinde en fazla satan albümleri oldu. 1979 yılında çıkarttıkları The Wall albümü ise rock müzik tarihine damgasını vuran sayılı albümden biri haline geldi.
Pink Floyd Tarihinde The Wall
Another Brick In The Wall şarkısında Pink Floyd, Pinky isimli bir gencin öyküsünü temele alarak modern toplumda yalnızlık, iletişimsizlik, mutsuzluk gibi konuları işledi. 1977 yılından beri üzerinde çalışılan bu albüm, Britanyalı ünlü müzik şirketi EMI etiketiyle müzik severlerle buluştu. Ve kısa sürede dünya müzik listelerinde birinci sıraya yükseldi. Pinky‘nin doğumundan itibaren yaşadıklarını anlatan Another Brick In The Wall şarkısı, aynı zamanda da toplumsal bir eleştiri niteliğindeydi. Şarkıda Pinky‘nin baba özlemine ve savaştan duyduğu nefrete, eğitim sistemindeki çelişkiler, ikiyüzlülük, güven vermeyen siyasetçiler vb. konulardaki eleştiriler eşlik ediyordu.
- Roger Waters liderliğinde Pink Floyd, 1970’lerde rock müziğe damgasını vurdu.
Şarkıya ilham veren gelişme, bir konser sırasında Roger Waters‘ın bir hayranıyla yaptığı kavgaydı. Kendisiyle seyirci arasında bir duvar örme düşüncesi geliştirmesine yol açan bu kavganın verdiği ilhamla Roger Waters, bir insanın tüm insanlara karşı çıkışını anlatan Another Brick In The Wall şarkısını yazdı. Şarkının ünü, 1980’li yıllarda artarak devam etti. 1982 yılında Alan Parker tarafından çekilen The Wall isimli film, bu ünü daha da pekiştirdi. Filmde Alan Parker‘ın kullandığı soyut anlatım tekniği, şarkının yanı sıra filmin de başarısını arttırdı. Filmde Pinky karakterini canlandıran Bob Geldof‘un performansı da izleyicilerden tam not aldı. 1982 yılında Cannes Film Festivali‘nde gösterilen The Wall filmi, Türkiye’de de ilk defa Emek Sineması‘nda 1986 yılında izleyiciyle buluştu.
Roger Waters’ın Pink Floyd’dan Ayrılması
Rock müzik tarihinde kült albümlerden biri olmayı başaran The Wall albümü maalesef, Pink Floyd tarihinde kopuş ve dağılmayı beraberinde getirdi. Albümün hazırlık çalışmaları sırasında Roger Waters, grubun tüm kontrolünü eline almak istiyordu. Dünya çapında bir idol haline gelmiş olmanın yarattığı özgüven ve cesaretle, grup elemanlarıyla yersiz kavgalar yapıyor, grubun birlikte çalışmasını zorlaştırıyordu. Bu durumdan en fazla şikayet eden David Gilmour, Pink Floyd içinde Roger Waters‘a karşı bir rakip olarak öne çıkmaya başladı. Tartışmalar zamanla o kadar arttı ki, The Wall‘ın kayıtlarının tamamlanmasının hemen arından Richard Wright, Roger Waters‘la daha fazla devam edemeyeceğini söyleyerek gruptan ayrıldı. Böylelikle The Wall, Pink Floyd tarihinde ilk kopuşu da beraberinde getirdi.
- Pink Floyd’da Roger Waters dönemi 1983 yılında kapandı.
Richard Wright‘ın Pink Floyd‘dan ayrılması, Roger Waters‘a karşı oluşan tepkilerin bir yansımasıydı. Richard Wright‘ın ardından David Gilmour ve Nick Mason da böyle devam edemeyeceklerini belirttiler. Birlikte çıkarttıkları son albüm olan The Final Cut albümünden sonra, 1983 yılında Roger Waters Pink Floyd‘dan ayrıldı. Bu dönemde solo çalışmalarını sürdüren Roger Waters, Pink Floyd‘un isim hakkının kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Fakat ne var ki, Pink Floyd ismini kullanma hakkı mahkeme kararıyla David Gilmour, Nick Mason ve Richard Wright‘a verildi. Bu yeni dönemde, Pink Floyd‘un liderliğini David Gilmour üstlendi. 1987 yılında çıkarttıkları A Momentary Lapse of Reason albümü, Roger Waters sonrası dönemde Pink Floyd‘da David Gilmour damgasını taşıyordu.
22 Yılın Ardından
Gilmour, Mason ve Wright üçlüsü, ikinci albümlerini 1994 yılında The Division Bell ismiyle çıkarttılar. 1990’lı yıllar boyunca bu üçlü, dünya çapında sayısız konser verdi ve milyonlarca müzik severe ulaşmayı başardı. Üçlünün Roger Waters‘la yeniden bir araya gelmesi, 2005 yılında Londra’da düzenlenen ünlü yardım konseri Live 8 Concert‘la gerçekleşti. Sahneye Pink Floyd adıyla birlikte çıkan bu dört isim, 20 yıldan uzun bir aranın ardından izleyicilere mükemmel bir Pink Floyd keyfi yaşattılar. Fakat konserin ardından David Gilmour ve Roger Waters, Pink Floyd çatısı altında yeniden bir araya gelmek gibi bir düşünceleri olmadığını açıkladılar. 2008 yılında Richard Wright hayatını kaybettikten sonra, Pink Floyd‘un müzik serüveni David Gilmour ve Nick Mason‘la devam etti. 2014 yılında çıkarttıkları The Endless River albümü, Pink Floyd adını taşıyan son albüm oldu.
- Live 8 Concert Londra, Pink Floyd’u 22 yıllık aranın ardından yeniden bir araya getirdi.
En Güzel 10 Pink Floyd Şarkısı
Pink Floyd‘un müzik serüvenini kısaca bu şekilde özetledikten sonra yazımızın bu kısmında, en güzel 10 Pink Floyd şarkısı önereceğiz. Bu şarkıları dinleyerek ofiste Pink Floyd modu yaşayabilirsiniz.
Another Brick In The Wall
Listemizin ilk sırasında, Another Brick In The Wall var. Pink Floyd denildiğinde akla ilk gelen şarkı olan bu kült şarkı, yukarıda da belirttiğimiz gibi, Pink Floyd tarihinde çok özel bir öneme sahip. 1979 yılından beri kaç kuşağın büyük bir keyifle dinlediği bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
The Dark Side of the Moon
En güzel 10 Pink Floyd şarkısı listemizin ikinci sırasında, The Dark Side of the Moon var. 1973 yılında çıkarttıkları albüme ismini veren bu şarkı, Syd Barrett sonrası dönemde Roger Waters‘ın öne çıkmasını sağlayan hit şarkılardan biriydi. İnsanoğlunun evrendeki yalnızlığı, dünyanın sonu düşüncesi, modern yaşamın absürtlüğü gibi temaları işleyen bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
- Live 8 Concert’la Pink Floyd, canlı yayından 2 milyar insana seslendi.
Wish You Were Here
Listemizin üçüncü sırasında, Wish You Were Here var. 1975 yılında çıkarttıkları albüme ismini veren bu şarkı, taşıdığı country riffleriyle farklı bir güzellik taşıyor. David Gilmour‘un yıldızının parlamasını sağlayan bu güzel şarkının arka planında, Vietnam Savaşı’na duyulan tepkiler var. Şarkıyı dinlemek için burayı tıklayabilirsiniz.
Hey You
En güzel 10 Pink Floyd şarkısı listemizin dördüncü sırasında, Hey You var. The Wall albümünün hit şarkılarından biri olan Hey You‘da Pink Floyd, modern yaşamın getirdiği yabancılaşmayı ele alıyor. Şarkının sonunda geçen “Together we stand, divided we fall” (Birlikte duruyoruz, bölünüyoruz, düşüyoruz) sözleri dikkat çekici. Bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
Money
Listemizin beşinci sırasında, The Dark Side of the Moon albümünün hit şarkılarından Money var. Sözü ve müziği Roger Waters‘a ait olan bu şarkıda, iyi bir iş ve iyi bir maaşın iyi bir hayat anlamına gelmediğinin altı çiziliyor. Paranın tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu bile bile zam talebinde bulunan kişilerin düştüğü durumun da ironik bir eleştirisi var şarkıda. Bu güzel şarkıyı dinlemek için burayı tıklayabilirsiniz.
- Pink Floyd’un şarkı sözlerinde modern yaşamın çelişkilerini bulabilirsiniz.
High Hopes
En güzel 10 Pink Floyd şarkısı listemizin altıncı sırasında, High Hopes var. 1994 yılında çıkarttıkları The Division Bell albümünün hit şarkısı olan High Hopes‘ta Gilmour, Mason ve Wright üçlüsünün geleceğe duyduğu umudu görebilirsiniz. David Gilmour imzası taşıyan en güzel şarkılarından biri olan bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
Comfortably Numb
Listemizin yedinci sırasında, Comfortably Numb var. The Wall albümünün bir diğer hit şarkısı olan bu şarkıda, hayallerin gerçekliği değiştirme gücünden bahsediliyor. Değişim için küçük bir başlangıcın yeterli olabileceğini vurgulayan bu güzel şarkıyı dinlemek için burayı tıklayabilirsiniz.
Learning To Fly
En güzel 10 Pink Floyd şarkısı listemizin sekizinci sırasında, Learning To Fly var. 1987 yılında çıkarttıkları A Momentary Lapse of Reason albümünün hit şarkısı olan bu şarkı da Roger Waters sonrası dönemde David Gilmour‘un öne çıkmasını sağlayan şarkılardan biriydi. Şarkıya eşlik eden punk riffleri 1980’lerden izler taşıyor. Şarkının arka planında ise modern yaşama uyum sağlayamamış insanların duygu ve düşünceleri var. Bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
- Pink Floyd olmadan rock müzik tarihi yazılamaz.
Brain Damage
Listemizin dokuzuncu sırasında, Brain Damage var. 1995 yılında çıkarttıkları P.U.L.S.E albümünün hit şarkılarından biri olan bu şarkıda modern yaşamın anlamsız koşuşturmacaları ve karmaşası eleştirilmekte. Bu güzel şarkıyı dinlemek için burayı tıklayabilirsiniz.
Breathe
En güzel 10 Pink Floyd şarkısı listemizin onuncu sırasında, Breathe var. The Dark Side of the Moon albümünün hit şarkılarından biri olan bu şarkıda ise hayatın güzelliği ve değeri işlenmekte. İyi veya kötü olan ne varsa her şeyin insanların seçimi olduğunu vurgulayan bu şarkı, insan özgürlüğüne bir övgü niteliğinde. Bu güzel şarkıyı buradan dinleyebilirsiniz.
Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz…