Faber-Castell: 250 yıllık bir başarı hikayesi…

Kırtasiye ürünleri ile kurduğumuz ilişkiler, henüz okul öncesi dönemlerimizde başlar ve tüm hayatımız boyunca devam eder. Kalitesiyle gönlümüzü çelen markaların ürünleri, eğitim ve iş hayatımızda bize eşlik eden sadık birer dost gibidir. Bu markalardan biri olan Faber-Castell yazı, çizim ve boyama araç ve gereçleri alanında lider bir konuma sahip. Bu yazıda sizlerle, Faber-Castell‘in 250 yıllık başarı hikayesini paylaşacağız.

Marangoz tezgahından fabrikaya…

Faber-Castell’in doğuşu, 18. yüzyıla kadar uzanıyor efendim. Bu dönemde Nuremberg şehri, çok sayıda kurşun kalem imalatçısına ev sahipliği yapıyordu. Bu imalatçılardan biri olan marangoz Kaspar Faber, yerli tüccarlar için kurşun kalem üretmekteydi. Ürünlerinin büyük beğeni toplaması üzerine, kendi işini kurdu ve kalemlerine ismini verdi.

Kaspar Faber’in ölümünden sonra şirketin başına oğlu Anton Wilhelm Faber geçti. Bu dönemde şirket, Stein sınırlarında bir arazi aldı ve üretim tesisini basit bir atölyelerden büyük bir fabrikaya dönüştürdü. Şirket ismini ise Faber’den A. W. Faber’e dönüştürdü. Stein’de inşa ettirdiği kale, günümüzde de şirketin genel merkezi olarak kullanılmakta.

Anton Wilhelm Faber’in ölümünün ardından, şirketin başına oğlu Georg Leonhard Faber geçti. Bu dönemde kurşun kalemde piyasa hakimiyeti İngilizlerin elindeydi. İngiltere’de çıkartılan grafitlere konulan ihracat yasağı, İngiliz kurşun kalemlerine piyasada büyük bir üstünlük kazandırmıştı. Geleneksel yöntemlerle üretime devam eden şirketin geleceğini şekillendirecek esas unsurun yeni bilgi ve üretim teknolojileri olduğunu gören Georg Leonhard Faber, çocuklarını bu konularda yetiştirmeye özen gösterdi.

Modernizasyon, markalaşma ve dışa açılımı getirdi.

Georg Leonhard Faber’in ölümünden sonra şirketin başına geçen oğlu Lothar Faber, eğitimini Paris ve Londra gibi büyük metropollerde tamamladıktan sonra şirketin yeni bilgi ve üretim teknolojilerine uygun bir şekilde modernizasyonunu sağladı. Bu dönemde İngiliz kurşun kalemlerinin yanı sıra Fransız kurşun kalemleri de piyasa gücünü arttırmıştı.

Lothar Faber, en iyi rekabetin daha kaliteli ürünleri piyasaya sürmekten geçtiğini düşünüyordu. Dahası, kendi kurşun kalemlerinin diğerleriyle karışmasını engellemek ve kalite farkını göstermek için, bu kalemleri üzerine şirketin ismini yazdırdı. Böylelikle, kurşun kalemlerin üzerine ilk kez marka ismi yazılmış oldu.

Lothar Faber, üretim tesislerini modernleştirmenin yanı sıra işçilerin ekonomik ve sosyal hakları için de pek çok iyileştirme gerçekleştirdi. Ayrıca, şirketin ilk dış şubesini 1849 yılında New York’ta açtı. Sektörde İngiliz ve Fransız kurşun kalemlerinin hakimiyetini sarsmasını sağlayan esas gelişme ise 1856 yılında yaşandı. Sibirya’da çok kaliteli grafit üreten bir madeni satın alan Lothar Faber, şirketin ham madde sorununu kökünden çözdü. Bu gelişmelerin ardından, Amerika ve Avrupa’da başka şubeleri de açtı.

Faber-Castell Markasının Yükselişi

Şirket tarihinde bir diğer dönüm noktası ise 1861 yılında yaşandı. New York’daki şube, ürünleri Stein’den ithal etmek durumunda kalıyordu. Bu da fiyatların yükselmesine neden oluyor ve şirketin rekabet gücünü azaltıyordu. Bu sorunlar karşısında Lothar Faber, Kuzey Amerika pazarı için üretim yapmak üzere New York yakınlarında bir fabrika kurdu ve kardeşi Eberhard Faber’i fabrikanın başına geçirdi.

Eberhard Faber’in şirket tarihinde dikkat çeken özelliklerinden biri de ürünlerin sunumuna gösterdiği yüksek hassasiyetti. Bu hassasiyeti, şirketin gerek satış mağazasının dizaynında, gerekse de sunum sandıklarının tasarımında görmek mümkün. Şirketin ayrıntılara önem veren hizmet anlayışı, ürünlerin yanı sıra sunum şekillerine de yansımıştı.

A. W. Faber’den Faber-Castell’e…

Lothar Faber’in ölümünden sonra bayrağı devralan oğlu Wilhelm Faber, her ne kadar babasının izinden gitmek istemişse de başarılı olamadı. Kuzeni Bertha’yla evliliğinden dünyaya gelen iki oğlu küçük yaşlarda öldü. Kızları Ottilie Faber, Kont Alexander Castell’le evlendi. Büyükbabaları Lothar Faber’in vasiyeti üzerine, şirketi başına geçecek kişinin Faber soyadını sürdürmesi gerekiyordu. Böylelikle, aile isimleri Faber-Castell halini aldı ve bu ismi ürünlerinde de kullandılar.

1903 yılında şirketin yönetimi, Ottilie Faber-Castell ve kocası Alexander Faber-Castell’e geçti. Kont Alexander, Stein’deki merkez binasının yakınlarına büyük bir kale yaptırdı ve Ortaçağ değerlerini temsil eden çarpışan şövalyeler, şirketin sembolü haline geldi. Bu sembol, kullanıcılar üzerinde de olumlu bir etki yarattı ve ürünlerin kalitesine ilişkin düşünce ve kanaatleri yükseltti.

Kont ve Kontes Faber-Castell döneminde şirket, piyasaya sürdüğü yeni ürünlerle sektörde güçlü bir konuma ulaştı. Öyle ki, 1911 yılında fabrika işçilerinin sayısı 2 bine çıkmış, bunun yanı sıra evden çalışan 300 kadın işçi, teknik alanlarda görev yapan 200 uzman ve dünya geneline yayılan 100 binden fazla düzenli kullanıcıyla Faber-Castell’i güçlü bir marka haline getirmeyi başarmışlardı.

Savaş Yılları ve Yeni Arayışlar

I. Dünya Savaşı döneminde Faber-Castell, oldukça sıkıntılı bir döneme girdi. Başta Almanya olmak üzere dünya genelinde sürmekte olan ekonomik krizler, şirketi oldukça etkiledi. Kont Alexander Faber-Castell’in 1928 yılında ölümünden sonra bayrağı devralan oğlu Kont Roland Faber-Castell, üretim tesislerini etkin bir şekilde kullanmak ve masrafları düşürmek konusunda işçilerle işbirliği yapma yoluna gitti.

Bu dönemde kullanımı yaygınlaşan dolma kalemler, Kont Roland Faber-Castell’i yeni bir arayışa sürükledi. 1935 yılında satın aldığı dolma kalem markası Osmia ile şirket, farklı bir kulvara giriş yaptı. 17 yıl boyunca Osmia marka ismini koruduktan sonra, 1952 yılında bu ürünler Faber-Castell adı altında piyasaya sürüldü. Bu ürünlerin gördüğü yüksek ilgi, şirketin eski gücüne kavuşmasında etkin oldu.

Kont Roland Faber-Castell, II. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa ve Amerika’daki yatırımlara hız verdi. 1950’lerden itibaren İrlanda, Fransa, İtalya, Arjantin ve Peru gibi ülkelerde pek çok fabrika kurdu, farklı firmalarla ticari işbirliklerini geliştirdi. Bu işbirlikleri sayesinde şirket, ürün çeşitliliğini hızla genişletti. Ahşap gövdeli kurşun kalemlerinin yanı sıra boya kalemleri, mekanik kurşun kalemler, teknik çizim kalemleri ve tükenmez kalemler başta olmak üzere piyasaya pek çok yeni ürün sürdü.

Dünya Pazarında Faber-Castell

1978 yılında hayatını kaybeden Kont Roland‘dan bayrağı devralan Kont Anton Wolfgang Faber-Castell, 2016 yılında hayatını kaybedinceye kadar bu görevini sürdürdü. Görevde bulunduğu 38 yıllık süre zarfında şirketin üretim tesisleri dünya genelinde 23 ülkeye yayıldı ve ürünlerini 120’den fazla distribütörle dünya genelinde hemen her yaş ve beğeni grubundan tüketicinin kullanımına sundular.

Ürünlerinde kullandığı ham maddeleri temin ettiği Amazon yağmur ormanlarının korunması ve geliştirilmesi için her yıl 2 milyondan fazla ağacın yetiştirilmesini sağlayan şirket, doğal kaynakların korunmasına yaptığı katkılardan dolayı, çevre duyarlılığı yüksek kullanıcıların büyük takdirini kazandı. Ayrıca, bu faaliyetlerinden dolayı Kont Anton Wolfgang Faber-Castell, 2008 yılında Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Capital dergisi tarafından “yılın eko-yöneticisi” seçildi. 2010 yılında ise Almanya Federal Cumhuriyeti I. Sınıf Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi…

Faber-Castell‘in 250 yıllık başarı hikayesini kısaca özetlemeye çalıştığımız bu yazımızı sonlandırırken, dilediğiniz Faber-Castell ürününe online ofis marketimiz Ofix üzerinden kolayca ulaşabileceğinizi hatırlatalım efendim…

Tüm okurlarımıza başarı hikayeleri ile dolu bir hafta diliyoruz…

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir