Şanlıurfa sınırları içinde yer alan Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski ören yeri. Bölgede 1994 yılında başlayan kazı çalışmaları sonucunda günümüzden 12 bin yıl öncesine ışık tutan çok önemli bulgulara ulaşıldı. UNESCO Dünya Kültür Mirasları listesine alınan Göbeklitepe, kültür turizmi bağlamında ülkemizin en önemli destinasyonlarından biri haline gelmekte. Göbeklitepe’nin tanıtımına katkı sağlamak için Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2019 yılını Göbeklitepe Yılı ilan etti. Baharın kapımızı çaldığı bu zaman diliminde Şanlıurfa ve Göbeklitepe, kültür gezileri için en doğru adreslerden biri olabilir. Ofix Blog‘da bu ayki gezi rehberi köşemizde, Göbeklitepe’yi tanıtacağız ve Göbeklitepe’nin hangi ezberleri bozduğuna kısaca işaret edeceğiz.
Göbeklitepe nerededir?
Göbeklitepe, Şanlıurfa ilimizin kent merkezinin 15 km kuzeydoğusunda yer almakta. Tek Tek Dağları’nın üzerinde bulunan Göbeklitepe, Kara Harabe (Örencik) Köyü’ne 2.5 km uzaklıkta. Yüksekliği 200 ile 300 metre arasında değişen kireçtaşı kayalıklardan oluşan bir höyüğün üzerinde ve Harran Ovası’na hakim bir konumda bulunan Göbeklitepe’ye ulaşım karayoluyla sağlanmakta. Özel aracınız yoksa, Şanlıurfa kent merkezinden kalkan otobüslerle Göbeklitepe’ye kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Göbeklitepe’ye ulaşım konusunda bir diğer alternatif de çeşitli tur şirketlerinin düzenlediği gezilere katılmaktır.
Göbeklitepe’nin Kısa Hikayesi
Göbeklitepe’nin tarihi günümüzden 12 bin yıl öncesine dayanıyor olsa da ören yerinin keşfi ancak yakın dönemde gerçekleşti. Göbeklitepe arkeolojik alanı, ilk olarak 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi‘nin ortaklaşa düzenlediği bir yüzey araştırması sırasında keşfedildi. İlk başta mezar kalıntısı zannedilen kireçtaşı bloklarının aslında ne olduğunun anlaşılması, 1994 yılında yapılan kazılar sonucunda mümkün oldu. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Almanya Araştırmalar Konseyi‘nin desteğiyle yapılan bu kazılar, bölgenin kuzeybatısında ana kayaya ulaşılan temel çukurlarda gerçekleştirildi ve MÖ 9500-8200’ler arasında kalan bin yıldan uzun bir döneme ışık tuttu.
- Göbeklitepe illüstrasyonu, MÖ 9500’ler…
Göbeklitepe, Anadolu’da yüzlerce örneğine rastlanan sıradan bir antik yerleşim veya mezar alanı değil, günümüzden 12 bin yıl öncesinden kalma bir ören yeridir ve dünyanın en eski tapınaklarına ev sahipliği yapmaktadır. 12 bin yıl boyunca doğal çevresi içinde değişmeden günümüze kadar ulaşmayı başaran Göbeklitepe ören yerini kimlerin inşa ettiği henüz bilinmemekte. Fakat bu alanın dini amaçla inşa edildiğini düşünmemizi sağlayan birçok neden mevcut. Bölgenin konumu ve genişliği, yapılarının anıtsallığı ve mimari özellikleri, neolitik dönemden kalma çok önemli bir kutsal alan olduğunu ve avcı-toplayıcı grupların dini inançlara sahip olduğunu göstermekte.
Başka deyişle Anadolu’da neolitik çağda avcı-toplayıcı gruplar, yerleşik hayata geçip kendileri için ev yapmadan önce tapınak yapmışlar. Göbeklitepe’de çapları 30 metreyi bulan 20 kadar oval yapının ortasında kireçtaşından yapılmış 5 metre yüksekliğinde 2 adet T biçimli sütun ve etrafındaki daha küçük sütunlar, bölgenin bilinen en eski dini merkez olduğu tezinin esas dayanağı. Sütunlarda yer alan 3 boyutlu hayvan kabartmaları, bu dönem insanlarının inanç dünyasını yansıtıyor. Sütunlar üzerinde soyut bir üsluba sahip ve yüzsüz devasa boyutlu el, ayak ve giysi kabartmaları, bölgede antropomorfik (insan biçimli) tanrı anlayışının mevcut olduğunu gösteriyor.
- Göbeklitepe 1963 yılında keşfedildi, bölgede ilk kazılar 1994 yılında yapıldı.
Göbeklitepe hangi ezberleri bozdu?
Neolitik çağ hakkında birçok ezberi bozan Göbeklitepe, dünya kültür mirasının en önemli anıtsal alanlarından biri olarak kabul edilmekte. Tarihi Mısır piramitlerinden veya İngiltere’deki Stonehenge’den bile binlerce yıl (yaklaşık 7 bin yıl) eskiye uzanan Göbeklitepe’de yapılan arkeolojik kazılar sonucunda, neolitik çağ hakkında bugüne kadar doğru kabul edilen pek çok bilginin güncellenmesi gerektiği ortaya çıktı.
Göbeklitepe ören yeri, neolitik çağda insanların avcı-toplayıcı olarak yaşamlarını sürdürdükleri bir dönemde yüksek mimarlık bilgisiyle inşa edilmiş. Yakın döneme kadar bu tür yapıların ancak tarım devrimiyle birlikte yerleşik hayata geçildikten sonra inşa edilebileceğine inanılmaktaydı. Oysa Göbeklitepe yerleşik hayata geçişin çok öncesinde inşa edildiği için bu ezberi bozdu. İnşa çalışmalarını sürdürenlerin beslenme ihtiyaçları tarımdan değilse avcılıktan sağlandığına göre, bu ihtiyacı karşılamak için avcı-toplayıcı grupların aralarında nasıl bir iş bölümü yapmış olabilecekleri ise henüz anlaşılamadı.
- Göbeklitepe kazıları sayesinde neolitik çağ hakkında birçok ezber bozuldu.
Bununla birlikte, böylesine karmaşık ve büyük bir yapının ortaya çıkması için belirli bir organizasyon gerekli olduğu için, bu yapıyı inşa eden avcı-toplayıcı gruplar arasında iş bölümüne dayalı bir uzmanlaşmanın olduğu anlaşılmakta. Ki bu tespit, tarım öncesi toplumlar hakkında bugüne kadar dile getirilen pek çok ezberi bozmakta. Ören yerindeki sütunların boyutları ve üzerlerindeki kabartmaların çeşitliliği, bu grupların karmaşık bir toplumsal düzene sahip olduğunu gösteriyor. Bu yönüyle Göbeklitepe, uzmanlaşma ve toplumsal tabakalaşmanın tarım devrimi ve yerleşik düzene geçildikten sonra başladığına yönelik ezberleri de bozdu.
Göbeklitepe ören yerinin aynı zamanda da bölgede yaşayan avcı-toplayıcı grupların bir çeşit buluşma ve takas alanı olduğu düşünülmekte. Ören yerinde bulunan materyallerin çeşitliliği, bu grupların 200 km çapında bir havzaya yayılmış olabileceğini düşündürmekte. Avcı-toplayıcı grupların ören yerinde tapınmanın yanı sıra takas ve benzeri faaliyetlerle aralarındaki bağları güçlendirdikleri tahmin ediliyor.
- Neolitik çağda Göbeklitepe’de iş bölümü, uzmanlaşma ve toplumsal tabakalaşma mevcuttu.
Göbeklitepe ve Doğuş Grubu
Göbeklitepe’yi küresel bir ikon haline getirmek amacıyla Doğuş Grubu, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘yla 20 yıllık bir iş birliğine imza attı. İlk etapta 15 milyon dolardan fazla bir bütçeyle Göbeklitepe’ye yatırım yapan Doğuş Grubu, bölgede araştırma ve koruma çalışmalarını desteklemeye önümüzdeki dönemde de devam edecek. Bu çalışmalarla birlikte Göbeklitepe hakkında daha fazla bilgi sahibi olacağız ve tarih öncesi dönemlerle ilgili belki birçok ezber daha bozulacak. Tekerleğin bilinmediği, hayvanların evcilleştirilerek yük taşıma için kullanılmadığı bir dönemde bu ören yerinin nasıl inşa edildiği henüz anlaşılamadı. Doğuş Grubu‘nun desteğiyle Göbeklitepe’de yapılan çalışmalar devam ettikçe, bu gibi henüz aydınlatılamamış birçok sorunun cevabını öğrenebiliriz.
Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz…
Görsel Kaynaklar:
http://arkeofili.com
https://www.ntv.com.tr
https://www.dogusgrubu.com.tr