Hayırlı Ramazanlar

Merhaba sevgili beyaz yakalılar! 11 ayın sultanı Ramazan ayını bu yıl da karşılamanın heyecanını yaşıyoruz. Dünya genelinde pek çok kayba yol açan koronavirüs salgınının devam ettiği bir sırada kavuştuğumuz bu mübarek ayın başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığa sağlık, huzur ve refah getirmesini diliyorum. Ayrıca dün 23 Nisan’dı, tüm minik okurlarımın da bu en güzel bayramları kutlu olsun. 

Hayatın ne zaman normale döneceğini kestirmek çok güç. Önce 2 hafta denilmişti, sonra Nisan sonu dendi, şimdiyse Mayıs sonu diye tahminler yapılıyor. Bu süreçte pek çoğumuz gibi ben de evde vakit geçiriyorum. Kitap okumak için çok vaktim oluyor. Geçen yıl çok güzel kitaplar çıkmıştı, bunların bazılarını alıp okuyacak zamanım olmamıştı. Bu süreçte bu kitapları internetten sipariş vererek alıp okumaktayım. Okuduklarım arasında Murathan Mungan‘ın Çağ Geçitleri, Hasan Ali Toptaş‘ın Beni Kör Kuyularda‘sı ve Ian McEwan‘ın Benim Gibi Makineler‘i çok hoşuma gitti.

Okuduklarım arasında felsefe kitapları da var. İçlerinde en çok, ünlü felsefeci Erich Auerbach‘ın kendisi kadar ünlü kitabı Mimesis ilgimi çekti. 1946 yılında İstanbul’da yazılan bu kitabın tam 73 yıl sonra Türkçeye çevrilmiş olmasına üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Estetik tarihselciliğin anahtar kavramlarından biri olan “figura” kavramı etrafında yaptığı çözümlemeler çok ilginç. Ortaçağ gerçekçiliği ile modern gerçekçilik arasında kurduğu bağlantılar da yine aynı derecede ilginç. Şimdi burada sizlere kitabı anlatacak değilim, meraklısı alıp okusun. Bununla birlikte, Mimesis‘teki mahrumiyet çözümlemesinin içinde bulunduğumuz dönemle ne kadar örtüştüğünü söylemeden geçemeyeceğim.

Son 1 aydır nelerden mahrum kalmadık ki! Pek çoğumuz sokağa çıkamıyor, işe gidemiyor. Toplu taşıma araçlarına binmekten kaçınıyoruz, gün içinde ellerimizi sayısız kez dezenfekte ediyoruz. Şöyle birkaç arkadaş bir araya gelmeyi, çay kahve içerek sohbet etmeyi ne kadar çok özledik, öyle değil mi? Böyle bir dönemde kavuştuğumuz Ramazan ayı, hissettiğimiz mahrumiyetleri belki bir parça katlanılabilir hale getirebilir. Her ne kadar kalabalık iftar sofralarına kavuşmamız bu yıl mümkün olmasa da Ramazan’ın getirdiği manevi iklimde kendimizi biraz daha iyi hissedebiliriz.

Bizi takip ediyor musunuz?

Benim sevgili şirketim Ofix.com, koronavirüs salgını başladığı günden bu yana operasyonunu kesintisiz bir şekilde sürdürmekte. Bu süreçte iş yapış modellerimizi güncelledik, güncellemeye de devam ediyoruz. Ve tabii, sosyal medyayı çok aktif bir şekilde kullanmaya başladık. Salgından korunmak için uzaktan çalışma sistemine geçişle birlikte Instagram, Facebook, LinkedIn gibi sosyal medya kanallarının kullanımı önceki dönemlere göre oldukça arttı. Öyle ki, konuyla ilgili yapılan araştırmalara göre günlük etkileşimlerde %25’e yakın, günlük beğenilerde ise %70’e yakın bir artış görülmekte.

Son 1 aydır sosyal medya üzerinde yoğunlaştırdığımız çalışmalara ilk olarak, “evdekal” promosyon koduyla yaptığımız çalışmalarla başladık. Verimlilik açısından Instagram bizim için çok daha önemli bir kanal. Bu süreçte Instagram‘daki günlük post ve hikaye paylaşımlarımızı arttırdık. Bu paylaşımlar sayesinde etkileşim oranlarında yaklaşık 2.5 katlık bir artış elde ettik. Düzenlediğimiz kampanyalar arasında, katılım tarihi 23 Nisan itibariyle sona eren hediye çeki kampanyamız büyük ilgi gördü. O kadar ki bu kampanyamız, bugüne kadar en fazla etkileşim ve yorum alan paylaşımımız oldu.

Önümüzdeki süreçte sosyal medyayı ve özellikle Instagram‘ı etkin bir şekilde kullanmaya devam edecek, yeni kampanya ve reklam çalışmalarıyla daha geniş kitlelere ulaşacağız. Evde geçirdiğiniz süre boyunca sizler de bu kampanyaları takip edebilir, kullanıcılarımıza sunduğumuz uygun fiyat avantajı ve hızlı teslimat hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz.

Hayatın bir an önce normale dönmesi dileklerimle.

Ofixboy…

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir