İş Hayatında Kullanılmaması Gereken 10 Cümle

İş hayatının kendine özgü birtakım kuralları var efendim. İş ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sürdürmek ve kariyerimizde yükselebilmek için bu kurallara uymaktan başka bir seçeneğimiz yok. İş arkadaşlarımız ve üstlerimizle kuracağımız doğru iletişim şekilleri, bize başarı ve mutluluğu getirecek; bozuk iletişim şekilleri ise keyfimizi fena halde kaçıracaktır. Ofix Blog‘da bugünkü yazımızda, iş hayatında kullanılmaması gereken 10 cümle hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız.

“Çok işim var, beni meşgul etme!”

İş hayatında bozuk iletişim şekilleri içinde en meşhur olanlarından biridir bu cümle. Bir konuda yardım isteyen veya bir şey danışan bir kimseye bu şekilde karşılık vermek, motivasyonu fena halde düşürür ve işe ilgiyi azaltır. Bir üst perdeden söylenen “Beni rahatsız etme!”, “Bu işe harcayacak vaktim yok!” gibi cümleler ise herhangi bir özür ve açıklama kabul etmeyecek denli bozuk iletişim şekilleridir. Gerçekten de çok yoğun olsanız bile, bu gibi cümleler yerine “Bitirmem gereken çok önemli bir iş var”, “10 dakika sonra görüşelim mi?”, “Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var” gibi cümleler kullanabilirsiniz.

“Bu benim işim değil!”

Şirketinizde iyi bir yönetim organizasyonu varsa, kimin hangi işi yaptığı bellidir ve işe yeni başlayan herkese gerekli bilgiler çeşitli eğitimlerle verilir. Yönetim organizasyonu zayıf şirketlerde görev ve yetki karmaşası çok sık yaşanır. Bununla birlikte, gerekçesi ne olursa olsun kimseye karşı bu cümleyi kullanmamak gerek. Sorun çözmekten uzak, top çevirmeyi amaçlayan bu tür bir cümle yerine, bahsedilen iş hakkında görev ve yetkinizin olmadığını karşı tarafa düzgünce ifade edip konuyu üstlerinizle görüşmesini isteyebilirsiniz. Görev ve yetki karmaşasını önlemek için üstleriniz gerekli kararları alacaktır.

“Bu benim değil, …’nın suçu!”

Atalarımız ne güzel söylemiş; “Suç samur kürk olsa, kimse üstüne almaz!” İnsan yaradılışı bakımından suçlanmayı kabul etmez. Suçlanmak çünkü, itibar kaybı demektir ve suçun ispatı halinde kınama ve cezanın gelmesi kaçınılmazdır. İş hayatı içinde herhangi bir sorunla karşılaştığınızda, her zaman dürüst davranmalı, sorunların en kolay şekilde çözümü için sorumluluk almaktan hiçbir zaman kaçınmamalısınız. Karşılıklı suçlamalarla herhangi bir sorunun çözümü mümkün olmadığı gibi, bozulan ekip uyumu nedeniyle şirketinizin zarar görmesi de kaçınılmazdır. Karşı tarafı suçlayıcı cümleler kurmak yerine, olaylarda kendi katkı ve eksiklerinizi ifade etmelisiniz.

“Şöyle şöyle yaparsan memnun olurum.”

Bozuk iletişim şekilleri içinde belki zararsız gibi görünen fakat ilişkilere zarar veren bir diğer meşhur cümledir bu. Kimsenin sizi memnun etme görev ve yükümlülüğü yok efendim. İşin gereği ve deneyimlerinizden edindiğiniz sonuçlar her ne ise bunu karşı taraftan rica etmelisiniz. Memnun sözcüğünde olduğu gibi, hiçbir dilek ve isteğinizi ben diliyle ifade etmemelisiniz. Bu tür cümleler yerine “Şöyle şöyle yaparsak, hedeflerimize daha kolay ulaşabiliriz” gibisinden ekip ruhu ve dayanışmasını öne çıkartan biz diliyle konuşmanız daha isabet olacaktır.

“Neden … gibi olmuyorsun?”

İş hayatında birilerini örnek göstermek, her zaman olmasa da çoğu zaman geri tepiyor. Örnek alması istenen kişi, kendisinden memnun olmadığınız izlenimi edinir ve özgüven kaybına uğrar. Hele bir de bu cümleyi örnek alınması istenen kişinin yanında kullanırsanız, iş ortamında huzur ve barışı korumanız epeyce zorlaşır. Övgü ve takdir cümlelerini kişilere yöneltmekten çok, ekiplere karşı kullanmalı, eleştiri yapmanız gereken durumlarda ise kimseyi açık veya örtülü bir şekilde hedef almamalısınız. Bu bağlamda, kimseye karşı “aferin”, “bravo”, vb. sözcükler kullanmamalı, ödül beklentisi yaratmamalısınız. Yapılan işlerin artılarını ve eksilerini düzgün bir şekilde ifade ederseniz, ekip uyumu ve başarısını yükseltebilirsiniz.

“Tüm samimiyetle söylüyorum…”

Samimiyet sözcüğünü samimiyetsizleştiren bu cümle, güven eksikliğinin bir ifadesi aslında. Ve daha çok, söylediklerine kendisinin bile inanmadığı şeklinde bir izlenim uyandırıyor. Bu cümlenin biraz daha bozuk bir şekli olan “Hatalı olabilirim, ama bence…” cümlesi ise tam bir iletişim faciası! Samimiyet öyle bir şey ki, eğer gerçekten samimi olursanız bunu söylemenize gerek kalmaz, karşı taraf bunu zaten hisseder. Ki üstelik, iş hayatında samimiyetin her zaman iyi ve güzel sonuçlar doğurmadığını da ekleyelim. İş ilişkilerinizde ölçülü, saygılı ve seviyeli davranırsanız, kimseyi hiçbir şeye inandırmak zorunluluğu hissetmez, davranışlarınızla hakikati zaten yansıtırsınız. Nitekim inandırıcılık, sözcüklerden çok davranışlarla ilgili bir durumdur.

“Sesli düşünüyorum…”

Sesli düşünmeyin efendim, içinizden düşünün. Düşünceniz size yeterince makul görünmedikçe bunu karşı tarafa ifade etmeyin, olgunlaştırmaya çalışın. Ki bu da iletişimin en zor ve en önemli basamağı olan karşı tarafı dinlemeyle mümkündür. Karşı tarafı olgunlaşmamış düşüncelerinizle meşgul ederseniz, kafa karışıklığı ve zaman kaybına yol açarsınız. Üstelik, yönetici pozisyonundaysanız bu gibi ifadeler çalışanlar nezdinde itibar kaybetmenize yol açar. Eğer “sesli düşünme”yi bir alışkanlık haline getirmişseniz, iletişim becerilerinizi geliştirmek için yazıya yönelebilirsiniz. Nitekim yazı yazmak, düşüncelerinizi en güzel şekilde ifade etmenize büyük katkı sağlayacaktır.

“Hele şükür, sonunda bitirebildin/gelebildin!”

İş hayatında özgüven ve özsaygıyı azaltan bu cümle, kişinin varlığını ve işe katkısını gereksiz ve anlamsız gördüğünüz şeklinde bir izlenim uyandırır. İşe geç kalan, verilen işi zamanında bitiremeyen, hatta her türlü iyi niyetinizi kötüye kullandığını fark ettiğiniz kişilere karşı bu gibi cümleler kullanmak yerine, işe zamanında gelmesi gerektiğini, verilen işleri zamanında bitirmesi gerektiğini ona düzgün bir şekilde anlatmalısınız. Eğer aidiyet duygusu düşükse, bu duyguyu yükseltmenin yollarını araştırmalısınız. İş hayatında çeşitli kutlama ve etkinlikler, aidiyet duygularının yükselmesine önemli bir katkı sağlıyor. Aidiyet yükseldikçe, sorumluluk duygusu da yükselir ve bu gibi cümlelerle iletişim çatışmaları yaşama tehlikesi ortadan kalkar.

“Daha iyisini yapabilirdin!”

Her zaman her konuda daha iyisini yapmak mümkündür, ama bunu ne şekilde ifade ettiğiniz çok önemli. Yapılan bir işi başka bir işle karşılaştırıp kişide hayal kırıklığı yaratmak yerine, eksik yönleri ifade edip gerekli düzeltmeyi ne şekilde yapabileceğini açık ve net bir şekilde ifade edebilirsiniz. Elbette ki yapılan her işi beğenmek zorunda değilsiniz ve gördüğünüz eksiklerin düzeltilmesini sağlamalısınız. Fakat, iş ilişkilerinizde kalıcı hasarlar oluşturabilecek bu gibi cümlelerden mutlaka kaçınmalısınız.

“Bu şirkette kararları ben veririm!”

İyi yönetilen hiçbir şirkette kararlar tek kişi tarafından verilmez efendim. İş hayatında kullanılmaması gereken 10 cümle içinde en bozuğu olan bu cümle, karşı taraf üzerinde baskı ve tahakküm yaratıyor ve kullanan kişinin liderlik becerisinin zayıf olduğunu ispatlıyor. Bir üst perdeden söylenen “Burada işlerin nasıl yürüdüğünü sana anlatayım!”, “Böyle davranmazsan sonucu kötü olacak!” türünden cümleler ise örtük bir tehdit barındıran cümleler. Görüş ve düşüncelerinize eğer güçlü dayanaklarla karşı çıkılıyorsa, karşı tarafın kendini ifade etmesi için en güzel ortamı sağlamalı, söyleyeceklerini mutlaka dikkate almalısınız. Unutmayın ki, ekip arkadaşlarınız ve personelleriniz şirketin yükselmesi için uğraşıyor. Şahsi endişe ve kanaatlerinizle hiçbir konuda son noktayı koymamalı, kimseyi işten soğutmamalısınız.

Yeşil Ofix’le henüz tanışmadınız mı?

İş hayatında kullanılmaması gereken 10 cümle konusunu ele aldığımız bu yazımızı bitirmeden önce, online ofis marketiniz Ofix.com‘da hizmete yeni açtığımız Yeşil Ofix kategorimizden biraz bahsetmek istiyoruz. WWF Yeşil Ofis Programı‘nı tamamlayarak yeşil ofis diplomasını alan ilk online ofis marketi Ofix.com‘da oluşturduğumuz Yeşil Ofix kategorisi, Türkiye’de ilk ve tek olarak tüm doğa dostu ofis sarf malzemelerini tek bir kategoride bir araya getirdi. Kırtasiyeden gıdaya, temizlik ürünlerinden ofis mobilyalarına kadar 150’den fazla doğa dostu ürünü kullanıcılarımız, bu kategoride kolayca bulabilirler. Ofiste küçük bir adım atın, doğada büyük fark yaratın!

Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz…

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir