Kemal Sunal: Türkiye’nin gülen yüzü…

Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden biri olan Kemal Sunal, 30 yıllık sanat hayatı içinde Türk sinemasında eşine az rastlanır bir başarıya imza attı. Rol aldığı her filmiyle belleklerde unutulmaz izler bıraktı, canlandırdığı her rolü adeta yaşadı ve yaşattı. Şaban tiplemesiyle çektiği filmlerin hepsi büyük gişe başarılarına imza atarken Kemal Sunal adeta bir halk kahramanı haline geldi. Güçsüzün güçlüye, haklının haksıza karşı mücadelesinde mizahın gücünü gösteren Kemal Sunal, oyunculuğunun yanı sıra sanatçı kişiliğiyle de arkasında unutulmaz izler bıraktı. 1990’lı yıllarda özel televizyon kanallarının kurulmasıyla birlikte filmleri hemen her akşam televizyonda gösterildi. Defalarca izlendiği halde her akşam en yüksek reyting rekorlarını da bu filmler kırdı. 2000 yılında geçirdiği kalp krizi sonucunda hayata veda eden Kemal Sunal, geride bıraktığı 82 filmle Türk sinemasının en önemli değerlerinden biri olmayı sürdürüyor. Bir Ofix Blog klasiği olan başarı hikayeleri köşemizde bu hafta, Kemal Sunal‘ın hayatından kesitler sunarak başarı hikayesini okurlarımızla paylaşacağız. 

Kemal Sunal kimdir?

Kemal Sunal olarak bilinen Ali Kemal Sunal, 1944 yılında İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Küçükpazar semtinde üç çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Malatyalı Sunal ailesinin diğer çocukları Cengiz ve Cemil‘di. Ailenin maddi imkanları sınırlıydı. Buna karşın küçük Kemal‘in çocukluğu mutlu bir şekilde geçti. Yaramazlığı ve çekingenliğiyle dikkat çeken küçük Kemal, ilkokulu Mimar Sinan İlkokulu‘nda okudu. Tiyatroya ilgisi henüz bu dönemde ortaya çıktı. Nitekim okul müsamerelerinde aldığı rollerle ilk sahne deneyimini yaşayan küçük Kemal, oyunculuk konusunda doğuştan yetenekli olduğunu gösterdi. Üstelik tiyatroya merakı ilerleyen yıllarda devam etti. Lise eğitimine Vefa Lisesi‘nde başlayan Kemal Sunal, hayatının dönüm noktalarından birini son sınıftayken yaşadı. Felsefe hocası Belkıs Bakır, Kemal Sunal‘ın oyunculuk yeteneğinin farkındaydı. Onu Müşfik Kenter‘le tanışması Kemal Sunal‘ın hayatını değiştiren en önemli şeylerden biri oldu. Böylelikle Kemal Sunal‘ın sanat hayatı başlamış oldu. Kenter Tiyatrosu‘nda sahneye ilk olarak Zoraki Takip oyunuyla adım attı. 

Kemal Sunal‘ın parlak bir okul hayatı olmadı. Liseyi bitirmesi tam 11 yıl sürdü. Oysa arkadaşları arasında Uğur Dündar ve Müjdat Gezen gibi ileride kendi kulvarlarında büyük birer değer haline gelecek isimler vardı. Lise son sınıftayken Kenter Tiyatrosu‘na adım atması oyunculuğa ilgisini profesyonel anlamda sürdürme isteği yarattı. Üstelik bu dönemde Akşam gazetesinin düzenlediği liseler arası tiyatro yarışmasında en iyi karakter oyuncusu ödülünü kazandı. Özellikle bu başarı oyuncu olma isteğini güçlendirdi. 1966 yılında liseden mezun olduktan sonra Kenter Tiyatrosu‘nda profesyonel olarak çalışmaya başladı. Fadik Kız isimli oyunda 3 farklı karakter canlandırdı. Daha sonra Deli İbrahim oyununda rol aldı. Bu oyunda canlandırdığı cellat yardımcısı rolünde repliği yoktu. Buna rağmen seyircileri güldürmeyi başarması dikkat çekti. Kenter Tiyatrosu‘nda geçirdiği bir yılın ardından Devekuşu Kabare Tiyatrosu‘nda seyirciyle buluştu. Burada da yine kendine özgü mizahi yaklaşımıyla seyircilerin büyük ilgisini çekti. Ardından 1972 yılında Tatlı Dillim filmiyle sinemaya adım attı. 

Kemal Sunal’ın Sinema Serüveni

Devekuşu Kabare Tiyatrosu‘nda sergilediği performans, Kemal Sunal isminin komedi dünyasında öne çıkmasını sağladı. Yeşilçam’ın ünlü yönetmenlerinden Ertem Eğilmez de Kemal Sunal‘dan etkilenen isimlerden biriydi. Özellikle rolünü canlandırmadaki olağanüstü yeteneği, basit rolleri bile büyütüyordu. Bu durum Ertem Eğilmez‘in dikkatinden kaçmadı. Böylelikle Tatlı Dillim filminde Ertem Eğilmez, Kemal Sunal‘a küçük bir rol verdi. Buna rağmen Kemal Sunal bu rolde bir yıldız gibi parladı. Filmin zengin oyuncu kadrosu içinde Münir Özkul, Filiz Akın, Tarık Akan, Metin Akpınar, Halit Akçatepe gibi birbirinden önemli isimler vardı. Filmde canlandırdığı basketbolcu rolüyle Kemal Sunal, bu isimlerin gerisinde kalmadı. Bunun üzerine Ertem Eğilmez, Kemal Sunal‘a daha büyük roller vermeye başladı. 1973 yılında vizyona giren Oh Olsun, Güllü Geliyor Güllü, Canım Kardeşim ve Yalancı Yarim filmleri, Kemal Sunal‘ın sinemadaki başarılarını arttırdı. Başka bir deyişle Fazıl Haznedar, kiralık katil, yolcu ve Kemal karakterleri Kemal Sunal‘ın iyi bir oyuncu olacağının işaretlerini verdi. 

Bu süreçte Ertem Eğilmez, Kemal Sunal‘ın özellikle gişe arttırıcı etkisini yakından gördü. Ve bu durumu başarılı bir şekilde kullandı. Rıfat Ilgaz‘ın unutulmaz eseri Hababam Sınıfı‘nın sinema uyarlaması bunlardan biriydi. Nitekim Kemal Sunal‘a verdiği İnek Şaban rolü pek çok açıdan önemli sonuçlar yarattı. İnek Şaban‘ın sempatik tavırları, esprileri, haksızlıklara mizahla karşı çıkması seyirciler tarafından çok beğenildi. Halka yakın bir tip olan İnek Şaban, özellikle eğitim sistemindeki yanlışlara karşı çıktı. İyi karakterli ve saf bir insan olması, İnek Şaban‘ı yediden yetmişe herkese sevdirdi. Yaptığı espriler insanları sadece güldürmüyordu. Aynı zamanda da düşünmelerini sağlıyordu. 1974 yılında vizyona giren Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Mavi Boncuk, Hasret ve Salako filmleri de Şaban tiplemesinin sinemadaki gücünü arttırdı. Ayrıca Kemal Sunal‘ın oyunculuk yeteneğinin yanı sıra titizliği ve disiplini de başarısında etkiliydi. İşine karşı hep titiz olan Kemal Sunal, daha iyi şeyler yapmak için en küçük detaylarla bile özellikle ilgileniyordu. 

Yeşilçam’da Kemal Sunal

Kemal Sunal filmleri içinde en unutulmaz olanları şüphesiz ki Şaban tiplemesinin yer aldığı filmleriydi. Haklının gücünü haksızın zaafları üzerinden savunan bu filmlerin hepsi de büyük gişe başarıları elde etti. Böylelikle Kemal Sunal ismini Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncuları arasına yazdırdı. Bu filmler o kadar beğenildi ki Şaban tiplemesiyle Kemal Sunal adeta bir halk kahramanına dönüştü. Bu süreçte ayrıca başka rollere de hayat verdi. 1975 yılında Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı‘nın yanı sıra Şaşkın Damat ve Hanzo filmleriyle de seyirciyle buluştu. Şaşkın Damat‘ın Apdi‘si Hanzo‘da iki farklı karakterle seyircinin karşısına çıktı. Ormanda büyümüş bir adamın hikayesini konu edinen Hanzo filmi, aynı zamanda da “medeni dünya”nın çelişkilerine işaret etti. Ayşen Gruda‘yla ilk filmi olan bu filmle birlikte Kemal Sunal, sıra dışı bir karakterde bile başarılı olduğunu gösterdi. Bununla birlikte Şaban tiplemesinin gişe başarısını görüyordu. Üstelik bunun nedenlerini doğru analiz ediyordu. Bu nedenle oynadığı her role biraz “Şabanlık” katıyordu. 

Ertem Eğilmez‘den sonra Kartal Tibet, Şaban tiplemesini beyaz perdede öne çıkarmaya devam etti. Nitekim 1976 yılında Kartal Tibet‘in yönetmenliğinde çekilen Tosun Paşa filmi, en beğenilen filmlerden biri oldu. Tosun Paşa kılığına giren Şaban hem saflığıyla, hem de kurnazlığıyla dikkat çekti. Aynı yıl Ertem Eğilmez yönetmenliğinde Süt Kardeşler filminde bir kez daha Şaban tiplemesiyle seyirciyle buluştu. Ayrıca Sahte Kabadayı ve Meraklı Köfteci filmleri, Kemal Sunal‘ın halka yakın karakterleri canlandırdığı önemli filmleriydi. Diğer taraftan Kapıcılar Kralı filmi ise konusundan oyunculuğuna, kurgusundan müziklerine kadar her şeyiyle Yeşilçam’ın kült filmlerinden biri oldu. Filmde Seyit karakteri, bir apartmanda kapıcılık yapıyordu. Kurnazlığı sayesinde yönetimi ele geçiren Seyit ezilen, hor görülen pek çok insana umut ışığı oldu. Buna ek olarak Seyit karakterinin en önemli özelliği, koşullar ne olursa olsun hayata sımsıkı tutunmasıydı. Bu karakterle sergilediği performansla Kemal Sunal, 1977 yılında Antalya Film Festivali‘nde en iyi erkek oyuncu dalında Altın Portakal kazandı. 

Bir Halk Kahramanı Olarak Kemal Sunal

1970’lerin ikinci yarısında Kemal Sunal, Şaban tiplemesinin yer aldığı filmlerle ününe ün kattı. Özellikle bu filmler sayesinde adeta bir halk kahramanı haline geldi. Nitekim bu filmlerin ortak özelliği, haksızlıklara karşı çıkarken mizahtan yararlanması, şiddet içermemesi ve hep mutlu sonla bitmesiydi. Bir kabadayıyı canlandırırken bile kimsenin hakkını yemedi. Üstelik hak yiyenlere dersini verdi. 1977 yılında vizyona giren Sakar Şakir, Şabanoğlu Şaban, İbo ile Güllüşah ve Çöpçüler Kralı filmleri büyük gişe başarıları elde etti. Hababam Sınıfı Tatilde filmi ise oynadığı son Hababam Sınıfı filmi oldu. İnek Şaban artık sadece Şaban‘dı. Fakat aynı iyi karakter özelliklerini taşıyordu. 1978 yılında Şaban tiplemesini Yüz Numaralı Adam‘da gösterdi. Ayrıca Kibar Feyzo, Köşeyi Dönen Adam ve Avanak Apdi filmlerinde de haksızlıklara karşı çıktı. Aynı şekilde adaleti savundu, buna ek olarak ezilenlerin yanında yer aldı. Seyirciyi güldüren her repliği, toplumsal eşitsizliklere yönelik derin eleştiriler içeriyordu. Dram ve komediyi birleştiren melodramları yediden yetmişe herkesin beğenisini kazandı. 

1979 yılında Şaban filmlerine dört yeni film katıldı. Umudumuz Şaban, Şark Bülbülü, Dokunmayın Şabanıma ve Bekçiler Kralı filmleriyle Kemal Sunal, Şaban tiplemesine devam etti. Diğer taraftan Korkusuz Korkak filminde Mülayim Sert karakterini canlandırdı. 1980 yılında Gerzek Şaban, Zübük, Gol Kralı ve Devlet Kuşu filmleriyle seyirciyle buluştu. Bu filmlerin ortak özelliği, emek vermeden para kazanma düşüncesini eleştirmesiydi. Bu yönüyle Kemal Sunal filmleri, aynı zamanda da ahlaki mesajlar içeriyordu. Nitekim topluma iyilik, güzellik ve doğruluk mesajları veren bu filmler, ahlaki çürümeyi mizah yoluyla eleştiriyordu. Bunlara ek olarak özellikle Üç Kağıtçı, Kanlı Nigar ve Davaro filmleri unutulmaz izler bıraktı. 1981 yılında vizyona giren bu filmler, Kemal Sunal‘ın halk nezdindeki imajını güçlendirdi. Bir yıl sonra Yedi Bela Hüsnü ve Doktor Civanım filmlerinde rol aldı. 1983 yılında ise Tokatçı, Kılıbık, En Büyük Şaban ve Çarıklı Milyoner filmleri seyirciyle buluştu. Çarıklı Milyoner filminin senaryo sürecinde kendisi de yer aldı. 

1980’lerden Günümüze Kemal Sunal Filmleri

Kemal Sunal‘ın sinema serüveni 1984 yılında Şabaniye, Postacı, Ortadirek Şaban ve Atla Gel Şaban filmleriyle devam etti. Fakat bu filmlerden sonuncusunun adında Şaban geçmiş olsa da filmde Niyazi rolünü canlandırdı. 1985 yılında Sosyete Şaban, Şendul Şaban, Şaban Pabucu Yarım filmleriyle Şaban tiplemesini sürdürdü. Ayrıca Katma Değer Şaban ve Gurbetçi Şaban filmleri de bu seride yer aldı. Diğer taraftan Keriz filminde ise Zülfü karakterini canlandırdı. Bir yıl sonra Yoksul, Tarzan Rıfkı ve Garip filmleri vizyona girdi. Bunların yanı sıra Deli Deli Küpeli ve Davacı filmlerinde özellikle toplumsal konularda mesajlar verdi. Ayrıca yönetim mekanizmalarındaki yanlışlıkları eleştirirken mizahın gücünü açıkça gösterdi. 1987 yılında Yakışıklı, Kiracı ve Japon İşi filmleri seyirciyle buluştu. 1988 yılında ise 7 filme birden imza attı. Uyanık Gazeteci, Sevimli Hırsız, Polizei, Öğretmen, İnatçı, Düttürü Dünya ve Bıçkın filmleri vizyona girdi. Bir yıl sonra Zehir Hafiye, Talih Kuşu ve Gülen Adam filmleri seyirciyle buluştu. 

Kemal Sunal filmleri 1990 yılında Koltuk Belası, Boynu Bükük Küheylan ve Abuk Sabuk 1 Film ile devam etti. 1991 yılında Varyemez filminde Ragıp Elibol karakterini canlandırdıktan sonra sinemaya bir süre ara verdi. 1990’lı yıllarda özel televizyon kanallarının kurulmasıyla birlikte Yeşilçam filmleri televizyon üzerinden geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Bu filmler içinde özellikle Kemal Sunal filmleri “reyting garantili filmler” haline geldi. Nitekim defalarca izlenen bu filmler her akşam reyting rekorları kırdı. Fakat ne var ki kendisi bu süreçte filmlerinin televizyondaki gösterimlerinden telif ücreti alamadı. Bununla birlikte 1992 ile 1997 yılları arasında dört televizyon dizisiyle seyirciyle buluştu. Saygılar Bizden, Şaban Askerde, Bay Kamber, Şaban ile Şirin dizileri seyircinin büyük beğenisini kazandı. Fakat 1999 yılında rol aldığı Propaganda filmi son filmi oldu. Nitekim oğlu Ali Sunal ile birlikte oynadığı tek filmi de bu oldu. Balalayka filminin çekimleri için Trabzon’a giderken geçirdiği kalp krizi sonucu 3 Temmuz 2000 tarihinde hayata veda etti. 

Tüm okurlarımızın her gününün bir başarı hikayesi ile geçmesini diliyoruz… 

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir