Kronik yorgunluk sendromu, beyaz yakalılar arasında en yaygın sağlık sorunlarından biri. Bu hastalığın gelişmesinde fiziksel etkenlerin yanı sıra zihinsel ve duygusal etkenler de önemli bir rol üstleniyor. 30-50 yaş arasındaki beyaz yakalılar ve özellikle de kadınlar, hayatlarının belli bir döneminde bu sorunla karşılaşabilmekte. Ofix Blog‘da bu haftaki sağlık köşemizde, kronik yorgunluk sendromu konusunu ele alacağız ve korunma yolları hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız.
- Kronik yorgunluk sendromu nedir?
- Kronik yorgunluk sendromundan korunma yolları nelerdir?
- Sağlıklı beslenmelisiniz.
- Günlük su tüketiminizi arttırmalısınız.
- Çay ve kahve tüketiminizi sınırlandırmalısınız.
- Uyku sürenize dikkat etmelisiniz.
- Strese karşı kendinizi korumalısınız.
- Sigara ve alkolden uzak durmalısınız.
- Demir ve D vitamini değerlerinizi kontrol ettirmelisiniz.
- Ofix.com’daki kampanyaları takip ediyor musunuz?
Kronik yorgunluk sendromu nedir?
Önce biraz kronik yorgunluk sendromundan bahsedelim efendim. Kısaca ifade etmek gerekirse kronik yorgunluk sendromu, 6 aydan uzun süren kas ve eklem ağrısı, uykusuzluk, dikkat noksanlığı, bulantı, boğaz ağrısı, negatif tutumlar, depresif duygulanma gibi belirtilerle kendisini gösteren ve vücudun birçok sistemi üzerinde etkili olan bir hastalıktır. Bu belirtiler herhangi bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkmamışsa ve 6 aydan uzun bir süredir tekrar etmekteyse, kronik yorgunluk sendromuna işaret edebilir.
- Kronik yorgunluk sendromu, beyaz yakalı kadınlar arasında daha yaygın.
Bu hastalığın kesin nedeni günümüzde tam olarak bilinmemekte. Fakat, kaynağında organik nedenlerin yanı sıra psikolojik nedenlerin de olduğu düşünülmekte. Başka deyişle, kronik yorgunluk sendromunun teşhisinde ve tedavisinde fiziksel etkenlerin yanı sıra zihinsel ve duygusal etkenler de dikkate alınmakta. Bu hastalık, özellikle de yoğun bir çalışma temposuna sahip 30-50 yaş arası beyaz yakalılarda ve kadınlar arasında daha sık görülmekte. Akşam erken yatıldığı halde yorgun kalkmak, dikkati bir türlü toparlayamamak, depresif davranışlar sergilemek, sosyal ilişkileri sınırlandırmaya çalışmak, kronik yorgunluk sendromunun en yaygın belirtileri arasında.
Kronik yorgunluk sendromundan korunma yolları nelerdir?
Kronik yorgunluk sendromunu bu şekilde kısaca ele aldıktan sonra, yazımızın bu kısmında kronik yorgunluk sendromundan korunma yolları hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız. Fakat, şu noktayı özellikle belirtelim. Burada paylaşacağımız bilgiler, iyileştirici tıp bağlamında olmaktan çok, önleyici tıp bağlamındadır. Kronik yorgunluk sendromu şüpheniz varsa, mutlaka hekiminize giderek muayene olmalı, gerekli tedavi sürecinizi hekiminizin gözetiminde sürdürmelisiniz.
- Protein ağırlıklı beslenmek, vücut direncinizin yükselmesine katkı sağlar.
Sağlıklı beslenmelisiniz.
Toplum olarak karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme alışkanlığımız olduğunu söyleyebiliriz. Bu alışkanlığımız, kahvaltı sofralarında bile kendisini kolayca belli ediyor. Baldan reçele, unlu gıdalardan meyve sularına, sucuklu yumurtadan diğer besinlere kadar yüksek miktarda karbonhidrat alıyoruz. Kan şekerini hızlı yükseltip düşüren bu besinler, daha kısa sürede acıktırıyor ve vücudumuz daha yüksek düzeyde karbonhidrat gereksinimi içine giriyor. Öğle yemeğinin geçiştirilmesi de yine, vücudun karbonhidrat isteğini arttırıyor. Oysa, hekiminizin gözetiminde hazırlayacak olduğunuz sağlıklı beslenme programı, hem kronik yorgunluk sendromu bağlamında, hem de yaşam kalitenizin yükseltilmesi açısından pek çok olumlu sonucu beraberinde getirecektir.
Günlük su tüketiminizi arttırmalısınız.
Bahar aylarının gelişiyle birlikte havalar ısınmaya başlıyor ve günlük su kaybımız da artıyor. Yaz aylarında bu artış çok daha yüksek düzeye ulaşmakta. Bahar ve yaz aylarında yeterince sıvı tüketmemek halsizlik, kas ve baş ağrısı, enerji noksanlığı gibi sorunları beraberinde getiriyor. Metabolizmamızın sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için, günlük ortalama 1500 kalorilik bir beslenme programımız varsa, tüketeceğimiz su miktarı kesinlikle 1.5 litrenin altına inmemeli. Ve bu miktarı, doğrudan içme suyuyla karşılamalıyız. Gün içinde tüketeceğimiz çay ve kahveler, su ihtiyacımızı karşılamak bir tarafa, su kaybımızı daha da arttırır.
- Suyun yerini tutabilecek hiçbir içecek yoktur.
Çay ve kahve tüketiminizi sınırlandırmalısınız.
Masa başı işlerde çalışan beyaz yakalılar, gün içinde bol miktarda çay veya kahve tüketebilmekte. Vücutta biriken kafein, başta uykusuzluk olmak üzere bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Gün içinde çay ve kahveye yönelmek yerine, su tüketiminizi arttırabilirsiniz. Akşam saatlerinde içilen çay ve kahveler, uyku düzeninizin bozulmasına yol açıyor. Çay ve kahve nedeniyle melatoninin etkisi zayıfladıkça, uykusuzluğunuz artar ve kronik yorgunluk sendromu karşısında daha zayıf düşersiniz. Yatmadan 4 saat önce kesinlikle çay veya kahve tüketmemelisiniz.
Uyku sürenize dikkat etmelisiniz.
Normal şartlar altında yetişkinlerin günlük ortalama uyku süresi 6-8 arasında olmalı. Bu sürenin altına inildiğinde veya üzerine çıkıldığında, metabolizmamız bu duruma tepki gösterecektir. Artan uykusuzluk, dikkat noksanlığının en önemli nedenlerinden biridir. Uzun süreli uykusuzluk ise bağışıklık sisteminin zayıflamasına, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin düşmesine, sık acıkma ve kilo artışına, insülin direnci ve diyabet riskinin ortaya çıkmasına yol açar.
- Enerji veren içecekler, uyku sorununa çözüm sunmaz.
Kronik yorgunluk sendromu karşısında uyku sürenizi korumak için, uyumanızı engelleyen unsurları ortadan kaldırmalı, bölünmüş ve kalitesiz uykudan uzak durmaya çalışmalısınız. Gün içinde uyumamaya dikkat etmeli, akşam uykusu yerine gündüz kısa aralıklarla uyumaktan kaçınmalısınız. Gün içinde ayrıca, kas gevşetici basit birtakım egzersizler yapabilirsiniz. Bu tür egzersizler, biriken yorgunluğunuzu üzerinizden daha kolay atmanıza ve gece uykusuna daha kolay dalmanıza yardımcı olacaktır.
Strese karşı kendinizi korumalısınız.
Stres aslında, vücudun tehlike veya sorun olarak algıladığı durumlar karşısında verdiği doğal bir tepkidir. Stresin farklı nedenleri olabilir, fakat gerçek nedenlere dayalı olmaktan çok kaygı bozukluğu, evham, korku ve endişe gibi nedenlere dayalı stres, kişinin yaşam kalitesini azaltmakta. Stres nedeniyle bozulan uyku ve beslenme düzeni, kronik yorgunluk sendromu karşısında kişinin gerekli mücadeleyi gösterebilmesini engelliyor. Strese karşı kendinizi korumak için neler yapabileceğinizi, Ofix Blog‘da daha önce yayınlamış olduğumuz Beyaz yakalılarda stres nasıl önlenebilir? isimli yazımızda bulabilirsiniz.
- Beyaz yakalılarda stres, kendi kendisini arttıran bir kısır döngü yaratıyor.
Sigara ve alkolden uzak durmalısınız.
Sigara ve alkol, sağlığımızın ve özellikle de uyku düzenimizin en büyük düşmanları arasında. Kaliteli bir gece uykusu, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazlarından biridir. Sigara ve alkol, gece uykusunun bölünmesine, beynin yeterince dinlenememesine ve dikkat dağınıklığına yol açar. Kronik yorgunluk sendromu şikayetiniz varsa, sigara ve alkolü kesinlikle yaşamınızın dışına çıkartmalısınız. Gece uykusu konusunda gerekli iyileşmeleri sağladığınızda, bu sendromun üstesinden gelmekte önemli bir aşama kat etmiş olacaksınız.
Demir ve D vitamini değerlerinizi kontrol ettirmelisiniz.
Demir ve D vitamini, kronik yorgunluk sendromu konusunda önemli katkılar sunmakta. Demir yalnızca bu sorun için değil, aynı zamanda kan yapımı, beyin sağlığı, kas iskelet sistemi ve sinir sistemi için de son derece önemli bir mineral. Gerekli testleri yaptırdıktan sonra hekiminiz demir takviyesi kullanmanızı gerekli görürse, bu konuda nasıl bir yol izleyeceğinizi onunla görüşebilirsiniz. Hekiminize danışmadan demir takviyesi kesinlikle kullanmamalısınız.
- Beslenme programınızı hekim gözetiminde belirlemelisiniz.
Demiri eğer doğal yollarla almak istiyorsanız, bitkisel demiri değil, hayvansal demiri tercih etmeli ve C vitaminiyle birlikte almalısınız. Nitekim C vitamini, demirin daha hızlı ve yoğun miktarda emilmesini sağlar. Hayvansal demiri en iyi şekilde alabileceğiniz besin ise şüphesiz ki kırmızı ettir. D vitamini ise vücut direncini yükseltir, vücudun doğal savunma sistemini güçlendirir. D vitamininden etkin bir şekilde yararlanabilmek için güneşte daha fazla kalmalı, günün uygun saatlerinde yürüyüşler yapmalısınız.
Ofix.com’daki kampanyaları takip ediyor musunuz?
Kronik yorgunluk sendromunu ele aldığımız ve korunma yolları hakkında faydalı bilgiler paylaştığımız bu yazımızı bitirmeden önce, online ofis marketiniz Ofix.com‘da bu hafta başlayan Globox Perfore Ürünlerinde Fırsat! kampanyamıza dikkatinizi çekmek istiyoruz. Kampanyamız kapsamında özel olarak hazırladığımız Globox fırsat paketimizi uygun fiyat avantajıyla sipariş verebilirsiniz. Sitemizde devam eden tüm kampanyaları buradan inceleyebilirsiniz.
Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz…