Leptin direnci nedir?

Sonbaharın gelişiyle birlikte vücudun karbonhidrat isteği artmakta. Bol karbonhidratlı ve aşırı yağlı gıdalar, vücutta çeşitli metabolik sorunlara yol açabilmekte. Bu şekilde beslendiğiniz halde vücudunuzda tokluk hissi oluşmuyorsa, bunun nedeni leptin direnci olabilir. Tedavi edilmediği takdirde leptin direnci, kilo artışıyla başlayan süreçte obezite ve diyabet gibi çeşitli hastalıklara yol açabilmekte. Ofix Blog‘da bu haftaki sağlık köşemizde, leptin direnci konusunu ele alacağız. Ağır beslendiğiniz halde tokluk hissi alamıyor ve yemek yemeyi sürdürmek istiyorsanız, leptin direnci konusunda hazırladığımız bu yazıyı okumanızı önemle tavsiye ederiz. 

Leptin nedir?

Vücudumuzdaki pek çok hormondan biri olan leptin, halk arasında daha çok tokluk hormonu olarak bilinmekte. Vücutta açlık ve tokluk hissini kontrol eden leptin hormonu, aynı zamanda da enerji dengesini sağlamaktan sorumludur. Vücuttaki leptin miktarı, besin alımıyla birlikte artar. Tokluk anında leptin düzeyi en yüksek seviyede demektir. Açlık durumunda ise leptin seviyesi düşüktür. Başka deyişle vücudun hissettiği açlık duygusu, leptin seviyesinin düşmesi anlamına gelir. Vücutta eğer leptin hormonu yeterince salgılanmıyorsa veya leptin baskı altına alınıyorsa, kişide tokluk hissi oluşmaz. Bu durumda besin alımını sürdürme isteği gelişir. Kişinin besin alımına devam etmesi, kilo artışı ve zamanla obezite gibi sorunlara yol açabilir.

Leptin hormonunun metabolik etkileri nelerdir?

Vücutta leptin hormonunun salgılanması, yağ dokusu tarafından gerçekleştirilir ve leptin salınımı, yağ miktarıyla doğru orantılıdır. Başka deyişle yağ miktarı arttığında, leptin miktarı da artar. Ne var ki, vücutta yağ düzeyinin bir anda ve aşırı ölçüde artması, leptin hormonunun yeterince üretilmesini ve kan dolaşımına girmesini engeller. Nitekim metabolizmamız, homeostaz olarak adlandırılan bir denge üzerinde işlemektedir. Bu dengeyi bozan herhangi bir gelişme karşısında, denge durumunu yeniden sağlayabilmek için farklı yöntemleri devreye sokar.

Vücutta yağ düzeyinin bir anda ve aşırı ölçüde artması durumunda metabolizmamız, yağı kontrol altında tutmak için moleküler düzeyde birtakım dönüştürme işlemlerini başlatır. Bunun sonucunda, yeterince leptin salgılanmaz ve tokluk hissi oluşmaz. Bol karbonhidratlı ve aşırı yağlı gıdalar tüketildiğinde vücudun tokluk hissine bir türlü ulaşamamasının esas nedenlerinden biri budur. Bununla birlikte, vücutta leptin hormonunun gereğinden fazla artması da metabolik açıdan zararlıdır. Bu durumda metabolizmamız, beynin iştah merkezinde leptin hormonunu algılayan reseptörleri işlevsiz hale getirme yoluna gider. Bunun sonucunda kişi, vücudunda fazla miktarda leptin hormonu salgılanmış olsa bile tokluk hissi alamaz ve besin alımına devam etmek ister.

Leptin direnci nasıl oluşur?

Leptin direnci, vücudun gereğinden fazla leptin üretmesi sonucunda oluşur. Yanlış beslenme, aşırı karbonhidrat tüketimi ve diğer nedenlerden dolayı vücutta artan şeker ve yağ miktarını dengelemek için karaciğer ve pankreas devreye girer. Karaciğer şekeri yağa dönüştürürken, pankreastan salgılanan insülin hormonu, şekerin metabolize edilmesini, yani hücre içinde enerjiye dönüştürülmesini hızlandırır. Fakat insülin, bir taraftan kan şekerini dengelerken, bir taraftan da leptin hormonu üzerinde baskı uygular ve leptini bloke eder. Hal böyle olunca, leptin aracılığıyla beyne tokluk hissi ulaşmayacağı için kişi, yemek yemeye devam etmesi gerektiği düşüncesine kapılır.

Leptin direnci nedir, diye merak ediyorsanız leptin direnci, vücuttaki leptin miktarının beyin tarafından algılanamaması sonucu kişide toklu hissinin oluşmaması ve açlık hissinin bastırılamaması durumudur. Leptin direnci olan kişilerde metabolizma, yağları yakmaya çalışmak yerine depolamayı sürdürür. Buna bağlı olarak kilo artışı başlar. Dengesiz beslenmeyi sürdüren leptin direnci hastaları, kilo almayı sürdürdükçe hareket yetilerini kaybeder ve yağ yakımını gerçekleştiremezler. Bu gibi durumlarda hastada obezite ve diyabet gelişebilir. Bu hastalıkların önüne geçebilmek için kişinin mutlaka profesyonel bir destek alması gerekir.

Leptin direnci nedenleri nelerdir?

Leptin direnci nedenleri arasında en önemlilerinin yanlış beslenme, aşırı karbonhidrat tüketimi, aşırı fruktoz alımı olduğunu söyleyebiliriz. Yanlış beslenme şekilleriyle vücuda alınan basit karbonhidratlar, yani şeker, beyaz ekmek, makarna, patates, pirinç gibi besinler, diğer faktörlerin de etkisiyle leptin direncine yol açabilmekte. Aşırı fruktoz alımında ise en önemli risk unsuru, yüksek fruktozlu mısır şurubuna ait. Son zamanlarda kullanımı hızla artan endüstriyel tatlandırıcılar içinde mısır şekeri olarak da bilinen yüksek fruktozlu mısır şurubu, en tehlikeli karbonhidratlar arasındadır. Bunların kötü şöhretinden kurtulmak için kullanılan “mısır şekeri” ifadesi de son derece yanıltıcı bir ifadedir.

Mısır nişastasından elde edilen mısır şurubu veya mısır şekeri, rafine toz şekere oranla çok daha yüksek bir işlenmişlik düzeyine sahiptir. Bu nedenle metabolize edilmesi çok zordur. Vücuda bir anda ve yüksek miktarda fruktoz ve glikoz alımı, şeker metabolizmasını altüst eder. Mısır nişastasından üretilen ve işlenmiş şeker türleri içinde yer alan mısır şekeri, metabolize edilmesi için ilk önce karaciğere gider. Fakat karaciğer bu kadar yoğun bir fruktoz ve glikozu metabolize edip kandaki şeker miktarını yükseltmeyi anlamlı görmediği için mısır şekerini doğrudan yağa dönüştürüp kolesterolü yükseltir. Karaciğerde artan yağlanma, zaman içinde karın bölgesine yayılır ve kilo almaya sebep olur. Mısır şurubu veya mısır şekeri içeren bisküvi, gofret, meyve suyu gibi paketli ürün tüketimi, leptin direncinin gelişmesine yol açabilir. Bunların yanı sıra yoğun stres ve yetersiz uyku da leptin direncini tetikleyebilir.

Leptin direnci belirtileri nelerdir?

Leptin direnci belirtileri arasında en önemlisinin geçmeyen açlık hissi olduğunu söyleyebiliriz. Buna bağlı olarak bol karbonhidratlı ve aşırı yağlı gıdalara yönelik istek, gece gelen açlık krizleri, karaciğer yağlanması ve insülin direnci de leptin direnci belirtileri arasında yer almakta. Leptin direnci olan hastalarda ayrıca halsizlik, bitmeyen yorgunluk hissi, dikkat dağınıklığı, hafıza ve bilişsel yetilerde zayıflama gibi şikayetler de görülebilmekte. Bununla birlikte bu belirtiler, aynı zamanda da obezite belirtileridir ve obezite hastalarının pek çoğunda leptin direnci görülmektedir. Eğer obezite sorunu yaşıyorsanız, metabolizmanızda leptin direnci olup olmadığını anlamak için hekiminize başvurabilirsiniz.

Leptin direncine karşı koruyucu maddeler nelerdir?

Leptin direnci ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, omega-3 yağ asidi ile A ve D vitamini bakımından zengin bir beslenme programına sahip kişilerde leptin direnci gelişimine daha az rastlandığını göstermekte. Ayrıca bazı fenolik bileşiklerin de leptin direncini önlemede faydalı olduğu düşünülmekte. Omega-3 yağ asidi bakımından en zengin besinlerden biri cevizdir. Ceviz içindeki omega-3 miktarı, diğer pek çok besinden yüksek düzeydedir. Cevizin yanı sıra ton balığı, somon, sardalye, soya fasulyesi ve semizotu, bol miktarda omega-3 barındırır. A ve D vitamini ise hayvansal gıdalarda en çok süt, tereyağı, yumurta, peynir ve yoğurtta bulunur. Bitkisel gıdalarda ise ıspanak, maydanoz, mercimek, pırasa ve brokoli, A ve D vitamini bakımından zengin gıdalardır. Fenolik bileşikler içinse ıhlamur ve ada çayını tercih edebilirsiniz.

Leptin direnci diyeti nedir?

Son yıllarda artan obeziteyle birlikte leptin direnci konusuna ilgi artıyor. Leptin direncini önlemek için her şeyden önce, yanlış beslenme alışkanlıklarından kurtulmak gerek. Bunun yanı sıra, leptin direnci diyeti olarak bilinen beslenme programları yardımıyla leptin direncinin önüne geçmek ve bu sorundan kurtulmak da mümkün. Leptin direnci şikayetiniz varsa, bu tür bir programı mutlaka hekiminizin gözetiminde sürdürmelisiniz. Metabolizmanıza en uygun beslenme programını ancak bir diyetisyen kontrolünde hazırlayabilirsiniz. Hazır birtakım leptin direnci diyeti programlarıyla bu konuda istediğiniz sonuçları alamayabilirsiniz. Leptin diyeti ile zayıflayanlar da yine sizi yanıltmasın. Çünkü her insanın metabolizması aynı besinlere aynı tepkiyi vermiyor.

Bununla birlikte genel olarak bahsetmek gerekirse, leptin direnci diyeti olarak ifade edilen beslenme programlarının ortak özelliği, lif yönünden zengin gıdaları tüketme esasına dayanmakta. Bu programlarda işlenmiş paket gıda tüketimine yer yok. Tüm yiyeceklerin doğal ve kararında olması, leptin direncinden kurtulma yolları içinde en önemlilerinden biri. Aynı zamanda şeker tüketimini de sınırlandıran bu programlar, özellikle yüksek fruktozlu mısır şurubuna kesin yasak getirmekte. Beslenmenizde ayrıca protein ağırlıklı besinlere öncelik verir, günde birden fazla ara öğün yapmamaya dikkat ederseniz, leptin direncini daha kolay atlatabilirsiniz.

Leptin direnci diyeti örnekleri arasında bazı beslenme programlarının daha fazla ilgi gördüğünü söyleyebiliriz. Bunlar içinde Karatay diyeti olarak bilinen beslenme programı, halk arasında daha fazla ilgi görüyor. Hatta leptin hormonu Canan Karatay ile meşhur oldu, dersek yeridir. Nitekim Canan Karatay hocamız, leptin konusuna yaptığı vurgularla toplumun ilgisini bu konuya çekmeyi başardı. Bununla birlikte, aslına bakarsanız leptin diyeti listesi adı altında kesin sınırları çizilmiş bir listeden bahsedemeyiz. Metabolizmanızda leptin bozulması oluşmaması için yukarıda belirttiğimiz konulara dikkat ederek gerekli önlemleri alabilirsiniz. Leptin direnciniz varsa, metabolizmanıza en uygun beslenme programını hazırlamak için mutlaka bir diyetisyene danışmalısınız.

Editörün Tavsiyesi: Tadım Çiğ Ceviz İçi

Leptin direnci hakkında faydalı bilgiler paylaştığımız bu yazımızı bitirmeden önce, leptin direncini önlemek için tüketebileceğiniz kuruyemişlerden biri olan Tadım çiğ ceviz içi ürünümüzü kısaca tanıtmak istiyoruz. Günün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz ofisimizde öğün aralarında veya kan şekerimiz düştüğünde ağzımıza 1-2 adet ceviz atabiliriz. Çekmecemizin bir kenarında bulundurabileceğimiz Tadım çiğ ceviz içi sayesinde hem açlığımızı yatıştırabilir, hem de cevizin faydalarından yararlanabiliriz. Paket ağırlığı 150 gram olan bu ürünlerin 100 gramında 14.4 gram diyet lif, 16.5 gram protein, 55.8 gram doymamış yağ, 5.6 gram doymuş yağ, 8 gram karbonhidrat var. Enerji miktarı ise 630 kcal. Online ofis marketiniz Ofix.com üzerinden Tadım çiğ ceviz içi siparişi vermek için burayı tıklayabilirsiniz. Sitemizde kurumsal müşterilerimiz için sunduğumuz özel fırsatlardan yararlanmak içinse burayı tıklayabilirsiniz.

Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz…

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir