Hem günlük hayatımızda, hem de iş hayatımızda zaman zaman korku, endişe ve kaygıya kapılabiliyoruz. Bu duygularla nasıl baş edebileceğimizi biliyorsak, sorunların üstünden gelebiliyoruz. Fakat bu duygular gerçek bir nedene değil de belirli birtakım obsesyonlara yani takıntılara dayanıyorsa, o zaman durum değişiyor. Takıntılardan kurtulmak adına kural, düzen ve kontrol konusunda sergilenen aşırılıklar, obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun gelişmesine yol açıyor. Ofix Blog‘da bugünkü yazımızda, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu konusunu ele alacağız.
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu nedir?
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu kısaca kurallar, düzen ve kontrol konusunda kişinin saplantı ölçüsünde aşırı bir duyarlılık geliştirmesi ve bunu bir kişilik özelliği haline getirmesi şeklinde tanımlanabilir. Genel olarak takıntı diyebileceğimiz obsesyonlara örnek olarak, hiçbir makul neden yokken her şeyden mikrop bulaşacağını düşünmek, hata yapmaktan ve başkalarına zarar vermekten aşırı derecede korkmak, her şeyi milimetrik bir düzende simetrik olarak sabit tutmaya çalışmak; uğursuz sayı, renk veya günler hakkında boş inançlar geliştirmek gösterilebilir.
Obsesyonun nedeni günümüzde tam olarak bilinmese de genetik faktörler, çeşitli travmalar ve çevresel etkenlerin bu soruna yol açtığını söyleyebiliriz. Konuyla ilgili yapılan bilimsel incelemelere göre obsesyon, baskıcı ve otoriter davranışların yaygın olduğu ortamlarda daha kolay gelişmekte. Obsesyonun kaynağı, herhangi bir düşünce, fikir veya dürtü olabilir. Ne kadar saçma bile olsa kişi bunları zihninden atamayınca, bunlar karşısında hissettiği korku, endişe ve kaygı düzeyi artıyor. Bu duygularla baş edebilmek için yapması gerektiğini düşündüğü işleri belirli sıklıkla tekrar ettikçe, kompulsif davranışlar geliştirmeye başlıyor.
- Obsesif kompulsif bozukluk, kişinin yaşam kalitesine zarar verir.
Kompulsif davranışlara örnek olarak, nedensiz yere sıkça el yıkamak ve duş almak, el sıkışmayı reddetmek, kapı kolunu tutamamak; kilit, ocak, buzdolabı kapısı gibi şeyleri sürekli kontrol etmek, belirli sözcük veya deyimleri sık tekrar etmek, tüm işleri belirli birtakım sayı dizileri içinde yapmaya çalışmak gösterilebilir. Obsesif kompulsif bozukluklar, bir dereceye kadar kontrol altında tutulabilir. Daha ileriki aşamalarda ise kişilik bozukluğu haline gelir ve kişinin yaşam kalitesine zarar verir.
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun belirtileri nelerdir?
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olanlar, obsesyon haline getirdikleri konular karşısında aşırı inatçı, hassas ve kırılgan olurlar. Kompulsif davranışlarını gerçekleştirmelerine katkı sağlayan kişilerle araları iyidir, onları işlerinden alıkoyanlara karşı ise öfke ve kızgınlık düzeyleri aşırı yüksektir. İşlerinde karşılaştıkları en basit kusurları bile affetmezler, çoğu zaman açıklama veya özür bile kabul etmezler. Kendilerine bile tahammülleri yokken, başkalarına karşı hiçbir şekilde tahammül gösteremezler. Belirsizlikler, keyiflerini fena halde kaçırır. Zamanında bitmeyen bir iş veya geciken bir e-posta, tüm günü üzgün ve mutsuz bir şekilde geçirmelerine yol açar.
Yanlış yapma korkusu, bu kişilerin yaptıkları tüm iyi ve güzel işlere gölge düşürür. Bu korkunun ileriki aşamalarında, karar alma süreçleri oldukça uzar, risk almaları ise neredeyse imkansız hale gelir. Yeniliklere çoğu zaman karşı çıkarlar, yaratıcı düşünceyi kompulsif davranışların önünde bir engel olarak görürler. Aşırı mükemmeliyetçi oldukları için, tüm enerjilerini işleri için harcamak ister, işleri dışında hiçbir şeyden keyif almazlar. Eğlenceli ortamlar, parti ve kutlamalar, arkadaş sohbetleri, vb. bu kişiler için pek bir şey ifade etmez. Kompulsif davranışlarının gereğini yerine getirmek onlar için çok daha önemlidir.
- Nedensiz yere sıkça el yıkamak, en yaygın kompulsif davranış şeklidir.
Bununla birlikte, gerek özel hayatlarında, gerekse iş hayatlarında duygularını yansıtmaktan çok, mantıklarını ön planda tutarlar. Öyle ki, dışarıdan bakıldığında birer akıl ve mantık abidesi gibi görünebilirler. Oysa, mantıklı görünmeleri aslında kompulsif davranışlarını gizlemeye hizmet eder. Bu davranışları hakkında her zaman herkese söyleyebilecek mantıklı bir açıklamaları vardır. Bu tür açıklamalar karşı taraftan ilgi gördükçe kompulsif davranışları pekiştirir.
İş hayatında obsesif kompulsif kişilik bozukluğu nelere yol açar?
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun iş hayatında çoğu zaman emek, zaman ve enerji israfına yol açtığını söyleyebiliriz. Nitekim, yapılan işin esas amacının unutularak ayrıntıların peşinden koşmak, en küçük detaylara gereğinden fazla zaman harcamak, hiçbir önemi ve önceliği bulunmayan konularda birtakım kurallar geliştirmek, vb. davranışlar, kompulsif davranışların güçlenmesine yol açıyor. İş ortamında kurulan bozuk iletişim şekilleri, herkesin keyfini fena halde kaçırıyor.
Obsesyon hali, kişinin hem iç dünyasını, hem de ilişkilerini siyah-beyaz, doğru-yanlış, güzel-çirkin şeklinde zıt kutuplar içinde belirlenmesine yol açmakta. Kompulsif davranışlar pekiştikçe, zıt kutuplar arasındaki makas da genişliyor ve kişinin yaşam kalitesini düşürüyor. Üstelik, yaptıkları işlerde kurallara uymanın ötesinde, kendilerince birtakım kurallar koyup başkalarının da bu kurallara uymalarını bekliyorlar. Kendi kurallarına uymak konusunda gösterdikleri titizliği başkalarından göremediklerinde, duygusal yönden içine düştükleri mutsuzluk hali artıyor. Daha ileriki vakıalarda ise öfke patlamaları ortaya çıkabiliyor.
- Obsesif kompulsif bozukluk, öfke patlamalarına yol açabilir.
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olanlar, yaptıkları işlerde kontrolün kendilerinde olmasını varoluşsal bir zorunluluk olarak görür. Kontrol edemedikleri işlerin düzgün yürümeyeceğini düşünürler, yersiz endişelere kapılıp iş takibi sağlamak adına ekip uyumunu bozarlar. Kaygı ve endişelerini gidermeye dönük her açıklama, onları obsesyon ve kompulsif davranışlarıyla yüzleşmek zorunda bırakacaktır. Buna cesaret edemeyecekleri için, kendilerine mantıklı gerekçeler sunanlara karşı açık veya örtülü bir düşmanlık beslemeleri mümkündür.
Bununla birlikte, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu ile başarı arasında zorunlu bir ilişki olmadığını söyleyebiliriz. İş konusunda gösterdikleri aşırı hassasiyet, onları üst düzey yönetici pozisyonuna da taşıyabilir, iş hayatında ilerlemelerine engel de olabilir. Nitekim, işte yükselme konusunda üst yönetimin bu davranışları ne şekilde değerlendireceği önemli bir nokta. İşe gösterdikleri aşırı ilgi, yüksek dikkat ve sorumluluk gerektiren işlerde üst düzey yöneticiliğe kadar yükselmelerini sağlayabilir. Daha rahat ve esnek çalışma koşullarına sahip ortamlarda ise bu davranış tarzı üst yönetim tarafından kabul görmeyeceği için bu kişilerin yükselmelerine izin verilmez.
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu karşısında neler yapmalıyız?
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız obsesif kompulsif kişilik bozukluğu, klinik psikolojinin en çetrefil konularından biridir efendim. Bazı vakıalarda psikolojik destek yeterli olsa da pek çok vakıada ilaç tedavisi gerekebilmekte. Bu bakımdan, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu fark ettiğiniz kişilerle doğru iletişim kurmanız çok önemli. Bu iletişimi kurarken, onlara sunacağınız mantıklı gerekçelerin pek önem taşımayacağını unutmamalısınız. Mantıktan ziyade, duygularına hitap etmeli; hayatta daha güzel ve anlamlı şeylerin olduğunu onlara hissettirmelisiniz.
- Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun tedavisi mümkündür.
Bu noktada atılabilecek en doğru adım, bu davranışları nedeniyle kendilerine zarar verdiklerini anlamalarına katkı sağlamak ve profesyonel destek almaları konusunda onları teşvik etmektir. Bulunduğunuz ortamda bu kişilere karşı herhangi bir ayıplama, kınama, küçük düşürme davranışı fark ederseniz, bu davranışları önlemeye çalışmalısınız. Ayrıca, obsesif kompulsif kişilik bozukluğu olanların çok azının profesyonel desteği kabul ettiğini unutmamalı, zorlayıcı bir tutum içine kesinlikle girmemelisiniz. Yaptığı işi obsesyon haline getiren kişilerin kompulsif davranışlarını herhangi bir gerekçeyle engellemeye veya bastırmaya çalışırsanız, iletişim çatışmalarına ve daha büyük sorunlara yol açabilirsiniz.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nız Kutlu Olsun…
Ülkemizin çocukların elinde yükseleceğine inanan Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş gününü ulusal birlik ve beraberliğimizin en büyük koruyucusu olan çocuklara armağan etmişti. Ofix.com ekibi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı‘nızı en içten dileklerimizle kutluyor, tüm çocuklarımıza mutlu bir gelecek diliyoruz…