Ofiste Sağlığımızı Korumanın 10 Temel Kuralı

Günün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz ofisimiz hem çalışma, hem de yaşam alanımız. Sağlığımızı bozacak her gelişme hem hayatımızı, hem de çalışmalarımızı olumsuz yönde etkilemekte. Ofix Blog‘da bu haftaki sağlık köşemizde, ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız.

Beslenmenize dikkat etmelisiniz.

Sağlıklı beslenme denildiğinde akla gelen ilk şey kilo vermek oluyor efendim. Oysa kilo verme ihtiyacı, aslında sağlıksız beslenmenin bir sonucu. Sağlıklı beslendiğimiz sürece kilo almaktan kurtulur ve insülin direncinden diyabete, kalp damar hastalıklarından bazı kanser türlerine kadar pek çok sağlık sorunundan korunabiliriz. Ne var ki, hızlı geçen iş temposu içinde maalesef yemek yemeye bile vakit bulamadığımız durumlar olabiliyor. Hatta güne kahvaltı yapmadan başlamak veya sabah kahvaltısını geçiştirmek beyaz yakalılar arasında çok yaygın. Öğle yemeğinde ise fast food yiyecekler tercih edilebiliyor. Hal böyle olunca, pek çok hastalığa davetiye çıkartılıyor. 

Bu nedenlerden dolayı, ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı listemizin ilk sırasına sağlıklı beslenmeyi koyuyoruz. Sağlıklı beslenmek için günlük olarak almamız gereken protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri düzenli olarak almalı, karbonhidrat ağırlıklı ve tek tip beslenme şekillerinden uzak durmalıyız. Öğle yemeğini fast food yiyeceklerle geçiştirmemeli, damak zevkimize uygun şekilde vücudumuzun tüm ihtiyaçları karşılayacak yemekler tercih etmeliyiz. Beyaz yakalılar arasında yaygın olan bozuk beslenme şekillerinden dolayı karaciğer yağlanmasıyla başlayan süreçte beyinden bağırsaklara kadar pek çok doku, organ ve sistem büyük zarar görüyor. Oysa sağlıklı beslenerek pek çok sağlık riskini ortadan kaldırabiliriz.

Ara öğünleri sınırlandırmalısınız.

Beslenme konusundaki en yaygın yanlışlardan biri, az ve sık yemek yemektir. Oysa, ara öğünlerin sayısı arttığında kan şekerimiz daha fazla yükseliyor ve pankreasın salgıladığı insülin miktarı artıyor. Az bile olsa mideye kısa aralıklarla yiyecek gelmesi pankreası yorduğu gibi, hazmı da zorlaştırıyor. Üstelik, ara öğünlerde 1 porsiyondan fazla meyve tüketimi yapılınca insülin direncinden diyabete kadar çeşitli sağlık sorunlarına kapı aralanıyor. Keza, akşam yemeğinden sonra tüketilen fazla meyveler, yorgunluk ve halsizlik hissini arttırıyor ve gece gelen açlık krizleri tetikleniyor.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde ara öğünleri mutlaka sınırlandırmalı, şeker metabolizmamızı korumak için günde 1 porsiyondan fazla meyve tüketmemeliyiz. Ofiste tükettiğimiz atıştırmalıklar için de temkinli olmalı, kronik bir hastalığımız veya kilo sorunumuz varsa bunlardan uzak durmalıyız. Nitekim, paket miktarı küçük bile olsa bisküvi, kraker, gofret gibi atıştırmalıklardaki şeker ve türevleri metabolizmamıza zarar verebilir.

Egzersiz yapmalısınız.

Masa başı işlerde çalışan ve gün içinde yeterince hareket etmeyen beyaz yakalılar arasında kas ve eklem ağrıları oldukça yaygın bir sağlık sorunu. Ofise gelirken özel aracınızı veya toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız, aslında en kolay ve en faydalı spor olan yürüyüşten biraz mahrum kalıyorsunuz demektir. Fakat, öğle paydosunda bir miktar yürüyüş yaparsanız, bu eksiği telafi edebilirsiniz. Ve tabii, işe gelip giderken bir durak önce inebilir, yürüyen merdivenler veya asansörleri kullanmadan da egzersiz ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde yapabileceğimiz basit egzersizler, başı yavaşça öne, arkaya ve yanlara doğru eğmek, omuzları yukarı doğru 3 saniye kaldırmak, öne ve arkaya doğru hareket ettirmek şeklinde olabilir. Ayrıca, oturduğumuz yerde ellerimizi açıp kapamak, ayak bileklerimizle dairesel hareketler çizmek, belimizi yanlara ve geriye doğru esnetmek de oldukça faydalıdır. Bu egzersizler sayesinde kas ve eklem sağlığı açısından pek çok riski ortadan kaldırabiliriz.

Uyku düzeninizi korumalısınız.

Ofiste geçireceğimiz sürenin niteliğini ve yaptığımız işlerin kalitesini doğrudan etkileyen konuların başında uyku sağlığı geliyor. Nitekim, uykumuzu iyi almışsak güne dinç bir şekilde başlar, gün boyunca enerjimizi yüksek tutabiliriz. Kaliteli ve yeterli bir uyku sayesinde algılarımız güçlenir, dikkatimiz yükselir, yaptığımız işlere daha kolay ve iyi bir şekilde yoğunlaşabiliriz. Ayrıca, kısa ve uzun süreli hafızamızı daha iyi kullanır, basit matematiksel işlemleri zihnimizde hızlıca sonuçlandırabiliriz. Duygusal zekamızı daha iyi kullanır, daha yaratıcı düşünür, öfke ve stres yönetimi konusunda daha başarılı oluruz.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde uyku düzenimizi korumak için günlük ortalama 6-8 saat arasında uyumaya dikkat etmeliyiz. Yatış ve kalkış saatlerimizi olabildiğince sabit tutmaya çalışmalı, uyku ritmimizi korumaya çalışmalıyız. Uykumuz gelmese bile uyku saatimizde yatakta olmalıyız. Hafta sonlarında da yine aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya dikkat etmeli, hafta sonunu uyuyarak geçirmemeliyiz. Vücudumuz için gerekli besinleri günlük düzenli şekilde alarak sağlıklı beslendiğimiz gibi, sağlıklı uykuyu da günlük düzenli bir şekilde almalıyız.

Kafeinli ve gazlı içecekleri azaltmalısınız.

Beyaz yakalılar arasında çay ve kahve tüketimi oldukça yüksek düzeyde. Masa başı işlerde çalışırken yanımızda enerji veren içecekler olmasını isteyebiliyoruz. Yemeklerin yanında tükettiğimiz gazlı içecekler, yemekten aldığımız keyfi arttırabiliyor. Ne var ki, vücutta biriken kafein nedeniyle bu içecekler, başta uykusuzluk olmak üzere bazı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Akşam saatlerinde tükettiğimiz çay ve kahveler ile gazlı içecekler ise uyku düzenimizi bozuyor. Nitekim bu içecekler, uyku düzenimizi sağlayan melatoninin etkisini azaltıyor.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde kafeinli ve gazlı içecek tüketimimizi mutlaka azaltmalıyız. Güne sabah kahvesi içmeden başlayamıyorsanız, kahvenizi boş mideye değil, kahvaltınızı yaptıktan sonra içmelisiniz. Günlük kahve tüketim miktarınız 2 bardaktan fazla olmamalı. Ofiste çalışırken metabolizmanızı hızlandırmak ve enerjinizi arttırmak için bitki çaylarından da yararlanabilirsiniz. Fakat, bitki çayı tüketim miktarınız da günlük 2 bardaktan fazla olmamalı.

Yeterince su içmelisiniz.

Bahar ve yaz aylarında havaların ısınmasıyla birlikte günlük su kaybımız artıyor ve başta ishal olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Yeterince su içmediğimiz zaman halsizlik, kas ve baş ağrısı, enerji noksanlığı gibi sorunlar yaşayabiliyoruz. Metabolizmamızın sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için, günlük ortalama 2000 kalorilik bir beslenme programımız varsa, tüketeceğimiz su miktarı kesinlikle 2 litrenin altına inmemeli. Hamilelerde ise bu miktar, 2.5 litreden az olmamalı. Ve tabii, bu miktarı çay, kahve veya bitki çaylarıyla değil, doğrudan içme suyuyla karşılamalıyız. Gün içinde tükettiğimiz bu gibi içecekler su ihtiyacınızı karşılamak bir tarafa, su kaybınızı arttırır.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı için günlük su ihtiyacımızı karşılarken, içtiğimiz suyun hijyen şartlarına uygun olduğundan emin olmalıyız. Nitekim, bir suyun içilebilir nitelikte olması, yalnızca temiz olması anlamına gelmez. Temiz suların hijyen şartlarına uygun olup olmadığını çıplak gözle anlamamız mümkün olmadığı için, hijyenik olduğundan emin olmadığımız hiçbir suyu içmemeliyiz. Ofisimizde ayrıca, su sebili ve damacanalar üzerinde gerekli hijyen koşullarının sağlanmış olmasına özen göstermeliyiz. Arıtılmış su tüketeceksek, filtrelerin hijyen şartlarını yerine getirip getirmediğine dikkat etmeliyiz.

Öfke ve stresten uzak durmalısınız.

Modern iş hayatı, kısa sürede büyük başarılar elde etme esasına dayanıyor ve bu yüzden, günlük iş miktarımız hemen her gün artıyor. Zamanında yetişmeyen proje veya raporlardan dolayı strese giriyor ve öfke kontrolümüzü kaybedebiliyoruz. Ofis ortamı içinde yaşadığımız sorunların önemli bir kısmı, öfke ve stresten uzak durmayı başaramamamızdan kaynaklanıyor. Stres aslında, vücudun tehlike veya sorun olarak algıladığı durumlar karşısında verdiği doğal bir tepkidir. Fakat, ofis ortamında yaşadığımız stres, çoğu zaman doğal bir nedene dayanmıyor. Artan öfke ve strese bağlı olarak başta kalp krizi olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlıyoruz.

Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde öfke ve stresten uzak durmak için benliğinize odaklanmalı ve günlük duygu, düşünce ve durum zincirini kırıp öfke ve stres yaratan koşullarda iyileşme sağlamalısınız. Gün içinde maruz kaldığınız bilgi bombardımanını sınırlandırmalı, bilgileri mutlaka filtrelemelisiniz. Dikkatinizi dağıtan ve yaptığınız işlere odaklanmanızı engelleyen mail, mesaj veya haberlerden uzak durmalısınız. Öfke ve stresinizi yenmek için ayrıca, gün içinde solunum egzersizleri yapabilir ve sosyal ilişkilere daha fazla zaman ayırabilirsiniz.

Övgü ve takdir cümlelerini daha sık kullanmalısınız.

Övgü ve takdir cümleleri duygusal zeka, yaratıcı düşünme ve problem çözme yeteneklerinin gelişiminde çok önemli. Bu cümleleri duymaktan nasıl keyif alıyorsanız, siz de bu cümleleri sıkça kullanabilirsiniz. Örneğin, size en küçük bir katkı sağlayan herkese teşekkür edebilir, istediğiniz işleri tamamlayan kişilere dönüş yaparken eline sağlık diyebilirsiniz. Nitekim bu ifadeler, verilen emeğe duyulan saygının bir göstergesidir. Bu saygıyı gösterirseniz, daha güzel işler yapılmasının önünü açar, arkadaşlarınızı motive edersiniz. Her güzel işi övüp takdir ettiğinizde, çevrenizde olumlu duygu ve düşüncelerin arttığına tanıklık edeceksiniz.

Sosyal ilişkilerinizi güçlendirmelisiniz.

İnsanın sosyal bir varlık olduğu gerçeğini iş hayatında daha iyi anlıyoruz. Ofis ortamında sosyal ilişkilerimiz zayıfladığında, iş ilişkilerimizi düzgün bir şekilde sürdürmemiz mümkün olmuyor. Ofiste günlük iş yükünüz ne olursa olsun, arkadaşlarınızla bir araya gelmek için yaratıcı çözümler bulabilir, en azından çay kahve molalarında bir araya gelebilirsiniz. Sosyal ilişkileriniz güçlendikçe, ofiste sağlığınızı korumak daha kolay hale gelecektir.

Sosyal etkinliklere zaman ayırmalısınız.

Sosyal etkinlikler gerek mesai saatleri içinde, gerekse de iş dışında geçirdiğimiz zamanlarda pek çok fayda sağlıyor. İş ortamında düzenlenen sosyal etkinlikler, işte geçen sürenin niteliğini olumlu yönde etkilemek gibi bir özelliğe sahip. Birlikte çalıştığımız halde yeterince tanıma fırsatı bulamadığımız insanları iş ortamında düzenlenen sosyal etkinlikler sayesinde daha iyi tanıma fırsatı yakalıyoruz. Birbirlerini daha iyi tanıyan insanlar, birlikte daha iyi çalışabilir ve iş ortamından kaynaklı pek çok sorunu birlikte çözebilirler. Ofiste sağlığımızı korumanın 10 temel kuralı içinde sosyal etkinliklere zaman ayırırsanız, iş arkadaşlarınızla empati kurma beceriniz gelişir ve daha sağlıklı bir iş ortamı yaratabilirsiniz.

30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!

30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da Mustafa Kemal Paşa komutasında kahraman Türk ordusu, işgal kuvvetlerini “Ya istiklal, ya ölüm!” parolasıyla tarihin en büyük yenilgilerinden birine uğratmıştır. 1919 yılında Samsun’da başlayan milli kurtuluş mücadelemizi Türk milletinin kesin zaferiyle sonuçlandıran Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Anadolu’nun ebediyen bir Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. Bu şanlı zaferin 96. yıl dönümünü tüm Ofix.com ekibi olarak kutluyoruz.

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir