Post-it: Not kağıtlarına ismini veren marka…

3M firmasının bir markası olan Post-it, yalnızca bir marka ismi olmanın ötesinde, hızlı not almamızı sağlayan küçük, renkli ve yapışkanlı not kağıtları için ortak isim haline geldi. Piyasaya ilk kez 1980 yılında sunulan bu ürünler gerek eğitim, gerekse de iş hayatımızda sıkça kullandığımız ürünler arasında. Online alışveriş rehberiniz Ofix Blog‘da her Pazartesi konu edindiğimiz başarı hikayelerine bu hafta Post-it markasıyla devam ediyoruz.

3M

Post-it markasının başarı hikayesine geçmeden önce, 3M‘yi kısaca tanıtalım efendim. 3M firmasının kuruluşu, 1900’lerin başlarına kadar uzanıyor. Minnesota’da 5 iş adamı, değirmen taşı aşındırıcısında kullanılmak üzere mineral satışı yapmak için bir şirket kurarlar. Fakat işler umdukları gibi gitmeyince, zımpara kağıdı işine girerler ve 1905 yılında yeni bir şirket kurarlar. Minnesota Mining and Manufacturing isimli bu şirket, zaman içinde 3M olarak anılmaya başlar.

Zımpara kağıdı işinde büyük başarılar gösteren şirket, yeni yatırımcılarla birlikte kısa zamanda büyür. 1910’larda büyümesini hızlandıran şirket, tedarik zinciri yönetimi sayesinde sektördeki konumunu güçlendirir, William McKnight ile istikrarlı bir yönetime sahip olur. 1920’lerin başlarında otomotiv üretimi için geliştirdiği havadaki tozu azaltan ve su geçirmeyen zımpara, 3M‘nin dünya pazarında önemli bir konuma yükselmesini sağlar. 1920’lerin ikinci yarısında piyasaya sunduğu özel maskeleme bantları ve selefon bantları, şirkete büyük bir ticari başarı sağlar. 

1940’lı yıllarda 3M, savunma sanayisine yönelik yatırımlar yapar. Ve bu sektörde pek çok yeniliğin öncüsü olmayı başarır. Anayol işaretlemeleri için geliştirdiği reflektif folyalar, ses kayıt bantları ve filament bantlar, bu yeniliklerden birkaçı. Savaş sonrası dönemde ise teknoloji alanına ve temizlik ürünleri sektörüne yoğunlaştırır. Özellikle de Thermo-Fax fotokopi makinesi, video bant ve tepegöz sistemleri büyük ilgi görür. Şirketin bir diğer markası olan Scotch-Brite ise temizlik ürünleri alanında pek çok yeniliğe öncülük yapar.

1970’li yıllarda ilaç, radyoloji ve enerji alanlarına yoğunlaşan 3M‘nin büyümesi, 1980’de geliştirdiği Post-it‘le devam eder. Bu ürünler öyle büyük bir ilgi görür ki, kırtasiye sektöründe 3M yeni bir kategori açar. 1990’larda satışlardan elde ettiği gelir 15 milyar dolara ulaşır.

Post-it Markasının Doğuşu

İlk olarak 1980 yılında piyasaya sunulan post-it’lerin serüveni, 1968 yılında başladı. 3M‘de çalışan bir bilim adamı olan Dr. Spencer Silver, yapışkanlar üzerine yoğunlaşmıştı. Kendisi aslında, daha güçlü ve sert bir yapıştırıcı bulmak istiyordu. Oysa, yüzeylere hem kolay yapışan, hem de kolayca çıkartılan özel bir yapışkan madde buldu. Bu madde, yapıştırıcılık özelliğini hem uzun süre koruyor, hem de yüzeylere güçlü bir şekilde tutunabiliyordu. Bu maddeyi, “çıkarılabilir özellikte mikroküre” şeklinde tanımladı.

Spencer Silver‘ın bu buluşunu çalışma arkadaşı Arthur Fry, not kağıtlarının üzerinde uygulamak istedi. Her Çarşamba gecesi kilise korosunda ilahiler söyleyen Arthur Fry, programda söyleyeceği ilahileri işaretlemek için küçük kağıt parçalarını kullanıyordu. Fakat bunlar program sırasında kayıp düşüyordu. Kitap sayfalarını katlamak da istemiyor, sayfalara zarar vermeyen başka bir çözüm bulmak istiyordu.

Spencer Silver‘ın buluşu olan bu yapışkanı not kağıtlarına uygulama fikri, Arthur Fry‘ın aklına böyle bir törende geldi. Not kağıtlarının arkasına bu yapışkandan sürerse, kitap sayfalarına zarar vermeden işaretleme sağlayabilirdi. Arthur Fry, bu kağıtları daha sonra başka yerlerde de kullanmaya başladı. Şirket içi yazışmalarda ve raporların kenarlarına iliştirdiği bu kağıtlar, 3M çalışanları arasında büyük ilgi gördü. Ve yeni bir iletişim şeklinin doğmasını sağladı.

Bu dönemlerde şirket içi iletişim, yazıların kenarlarına iliştirilen iğneler, ataşlar veya bantlar ile sağlanmaktaydı. Oysa, bu hızlı yapışan ve yüzeyde aşınma yapmayan not kağıtları, son derece hızlı ve pratik bir iletişim şeklinin doğmasını sağladı. Bunun üzerine, bu ürünlere “post-it” adı konuldu ve bir ürün tipine dönüştürülerek piyasaya sunulması sağlandı.

Post-it Markasının Yükselişi

1980 yılında piyasaya sunulan Post-it ürünlerinin sektöre kazandırdığı yenilikler, esas olarak iletişim, hatırlama ve hatırlatma başlıkları etrafında özetlenebilir. 37 yıldır başta öğrenciler ve ofis çalışanları olmak üzere pek çok kesimden kullanıcı tarafından büyük bir beğeniyle kullanılan bu ürünler, farklı renk ve boyut seçenekleriyle not almak konusunda her ihtiyaca uygun çözümler sunmakta. Kendinden yapışkanlı bu küçük ve sevimli kağıt ürünler, hatırlamak istediğimiz şeyleri bize hatırlatıyor ve farklı bir iletişim deneyimi yaşatıyor. 

Spencer Silver‘ın buluşunu bir ürün tipine dönüştüren Arthur Fry, post-it kullanımının ileride alabileceği boyutu tahmin edebiliyordu. Çünkü post-it’ler, basit bir yer işaretleyicisi değil, yeni bir iletişim şekli yaratmıştı. 1980’li yıllarda bu ürünler, başkalarına gönderilen belgeler üzerinden görüş ve düşünce alışverişi yapmayı sağlayan ve öncelikleri belirten özel bir iletişim şekli haline geldi. Belgeyi gönderen taraf, kendi görüş ve düşüncesini bir post-it kağıda yazıp karşı tarafa iletiyordu. Karşı tarafın görüş ve düşüncesi de kendisine yine bir post-it kağıtla geliyordu.

Ürünün ilk prototipleri deneme amacıyla 3M çalışanlarına dağıtıldığında, tüm çalışanlar bu yeni iletişim şeklini çok beğendi. Lansman öncesi sürdürdükleri çalışmalarda, bu ürünleri deneyenlerin yüzde 90’ında ürünleri alma isteği uyanmaktaydı. Bu durum, Arthur Fry‘ın deyişiyle, “ürünlerin virüs gibi yayılması” durumunun ilk işaretini vermişti. Ürünlerin renk çeşidi arttıkça, bu yazışmalarda içeriğin önem bakımından derecelendirmesi de yapılmaya başlanmıştı. Dahası, dönemin popüler birtakım dizi ve filmlerinde karakterler de birbirleriyle renkli post-it’lerle iletişim kurmaya başlamıştı. Ki bu da ürünlerin yayılmasını hızlandırdı. 

Post-it alırken nelere dikkat etmek gerekir?

Post-it not kağıtları tüm dünya genelinde en fazla talep gören kırtasiye ve ofis ürünleri arasında ilk başlarda yer alıyor. Peki, birbirinden güzel renklere ve boyutlara sahip bu ürünleri alırken nelere dikkat etmemiz gerekir? Öncelikle, bu ürünleri nerede ve hangi amaçla kullanmak istediğinizi netleştirmeniz gerekir. Örneğin, kitap veya defter kenarlarına konu indeksi yapmak için kullanacağınız post-it’lerin küçük ebatlarda olması gerekir. Büyük ebatlı çeşitleri ise daha uzun notlar ve geniş yüzeyler için uygun özelliktedir. Eğer pano üzerinde kullanacaksanız, aynı ebatta ve farklı renklerde post-it’ler tercih edebilirsiniz.

Bu ürünlerin ebatları kadar renkleri de önemli bir konudur. Farklı renklerin farklı kullanıcılar üzerinde değişik etkilerde bulunduğu bilinmekte. Bu nedenle, bir kullanıcı kendisi için önemli notlar için sarı renkli bir post-it kullanmayı tercih ederken, bir başkası neon renkleri tercih edebilir. Renk seçiminizi kendi renk spektrumunuza göre yapmanız doğru bir seçim olacaktır. Ayrıca, not alırken kullanacağınız kalemlerin renkleri post-it kağıtlarla kontrast oluşturursa, görsel bakımdan daha etkileyici bir sonuç alabilirsiniz. Dahası, bu ürünleri tek tek satın almak yerine setler halinde almanız da doğru bir seçimdir. Bu gibi toplu alımlarda fiyat avantajlarından yararlanabilirsiniz.

Ofis dostu Post-it not kağıtları Ofix.com’da!

Online alışveriş sitemiz Ofix.com ihtiyaç duyduğunuz post-it not kağıtlarına uygun fiyat avantajlarıyla sahip olma fırsatı sunuyor. Sitemizde en çok satışını yaptığımız ürünlerden biri olan 76 x 76 mm sarı not kağıtları, ofis masa ve çekmecenizde mutlaka bulundurmanız gereken ürünlerden biri. 

Bir diğer ürün önerimiz, 38 x 51 mm Mint serisi. 4 renkli ve 12’li bu sette ürünlerin her biri 100 yaprak. Bu setteki farklı renklerle notlarınız arasında bir önem ve öncelik sıralaması oluşturabilirsiniz. 

Bir diğer önerimiz ise 5 x 20 yaprak index not kağıtları. Kitap, defter ve dergi gibi yüzeylerde kolaylıkla indeksleme yapabileceğiniz bu ürünler şeffaf yapıda olduğu için yapıştıkları yüzeylerde yazının okunmasını engellemiyor. 

Ofix.com‘da satışını yaptığımız diğer Post-it ürünlerini buradan inceleyebilirsiniz.

Tüm okurlarımıza başarı hikayeleri ile dolu bir hafta diliyoruz…

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir