Suda boğulmamak için neler yapmak gerekir?

Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte deniz, dere ve göl kenarları hemen her yaştan ziyaretçiyle dolmaya başladı. Su kenarlarında piknik yapanlar serinlemek için suya girmek istiyor. Oysa suda serinlemek ne kadar keyifli olursa olsun, çeşitli riskleri içinde barındıran bir konudur. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler hakkında yeterli bilgisi olmayanlar maalesef boğularak hayatını kaybedebiliyor. Boğulma tehlikesi yaşayanları kurtarmak isteyenler de panikle hareket edip akıntıya kapılabiliyor. Bu gibi durumlarda ilk yardım uygulamaları çaresiz kalabiliyor. Yaz aylarında derelerin pik yapan debisi can kayıplarını arttırıyor. Akıntının etkisiyle sürüklenen cansız bedenler yüzlerce metre uzakta bulunabiliyor. Her yıl Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında boğulma haberleri medyada sıkça yer almakta. Özellikle hafta sonlarında boğulmalar artıyor. Peki suda boğulmamak için neler yapmak gerekir? Ofix Blog‘da bugünkü yazımızda, suda boğulmamak için yapılması gerekenler hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız. Suda serinlemek isteyen veya yakınlarını kurtarmak isteyen herkes bu bilgiler sayesinde hayati riskleri önleyebilir. 

Rip akıntılarına karşı dikkatli olmalısınız.

Serinlemek için denize girenlerin gerçekte çok azı rip akıntıları hakkında bilgi sahibidir. Oysa birçok insanın adını dahi bilmediği rip akıntıları, boğulma olaylarının en önemli nedenlerinden biridir. Rip akıntısı nedir diye merak edenler için kısaca şunu ifade edelim. Rip akıntısı, içe çeken akıntı demektir. Bu akıntı, sahile vuran dalgaların birleşmesiyle oluşur. Nitekim sahile vuran dalgalar, deniz zemini ve derinlik farkından dolayı birleşir. Dar bir bölgeden hızla çekilen dalgalar rip akıntısını oluşturur. Dolayısıyla rip akıntısı, kıyıdan denize doğru bir akıntıdır. Bu nedenle rip dalgasına yakalanan kişiler kıyıya doğru yüzerken aşırı efor sarf eder. Kıyıya vuran dalgalar denize geri dönerken bazı durumlarda çok güçlü rip dalgalarına yol açar. Özellikle Marmara ve Karadeniz’de rip akıntıları çok yüksektir. Bu nedenle her yıl yaz aylarında bu bölgelerde boğulma olayları artar. Bazı durumlarda rip akıntısı aynı noktada aylarca devam eder. Bazı noktalarda ise kısa süreli oluşması mümkündür. 

Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında rip dalgasına karşı önleminizi şu şekilde alabilirsiniz. Öncelikle yüzmek istediğiniz suya iyice bakın. Nitekim suyun rengi rip dalgası hakkında önemli bir ipucu verir. Rip dalgasının olduğu noktalarda suyun rengi daha koyudur. Suya baktığınızda böyle bir durumla karşılaşırsanız suya girmemelisiniz. Rip akıntısı sadece dalga yüksekliğinin aniden değişmesiyle oluşmaz. Ortalama derinliği çevresine göre fazla olan kısımlarda da rip dalgası meydana gelir. Halk arasında buna kum kayması denir. Bazı durumlarda ise kıyıya paralel akıntılar kıyı boyunca devam eden rip akıntısı meydana getirir. Bu gibi durumlarda boğulma olaylarını engellemek için gerekli uyarı ve ikazlar yetkili kişiler tarafından mutlaka yapılır. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler bağlamında bu tür uyarıları dikkate almanız hayati önem taşır. Suya girmek istediğiniz alanda rip akıntısı olduğuna dair bir uyarı işareti varsa suya kesinlikle girmemelisiniz. Profesyonel yüzücülerin bile rip akıntıları nedeniyle suda boğularak hayatını kaybetmesi mümkündür. 

Rip akıntısına yakalanırsanız panik yapmamalısınız.

Ülkemizde suda boğulma olayları daha çok denizlerde meydana gelmekte. Bu konuda Marmara ve Karadeniz sahilleri son derece riskli bölgelerdir. Hayati riskleri azaltmak için ilgili kurumlar gerekli uyarıları yapar. Bu uyarıları dikkate aldığınızda birçok riskten korunursunuz. Ancak denize girdiğiniz herhangi bir bölgede de rip akıntısına yakalanmanız mümkün. Böyle bir durumda kesinlikle sakin olmalı ve panik yapmamalısınız. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında bu konu çok önemlidir. Çünkü böyle bir durumda birçok insan panik yapar ve kıyıya dik şekilde yüzmek ister. Oysa bu yüzme şekli yapabileceğiniz en kötü savunma şeklidir. Nitekim rip akıntısından kurtulmak için kıyıya dik şekilde değil, paralel şekilde yüzmeniz gerekir. Aksi durumda ne yazık ki rip akıntısına karşı direnciniz zayıflar, enerjiniz düşer, boğulma riskiniz artar. Suda serinlemek isteyenler rip dalgasına yakalandıklarında soğukkanlı davranmakta zorluk çeker. Oysa rip akıntısı, denize girmek ve denizde serinlemek isteyenlerin zaman zaman yakalanabileceği bir akıntıdır. 

Denizde rip akıntısına yakalananlar, akıntının kendilerini derine çekeceğini düşünür. Bu nedenle bir an önce kıyıya ulaşmak ister. Oysa kıyıya dik yüzdüğünüz anda akıntının şiddetini daha yoğun şekilde hissedersiniz. Rip akıntısıyla başa çıkmak için kıyıya paralel yüzdüğünüzde akıntının sizi derine çekme ihtimali zayıflar. Gerçi kıyıya paralel yüzdüğünüzde sahilden uzaklaşırsınız. Fakat yalnızca bu şekilde başarılı olursunuz. Akıntıdan kurtulduktan sonra yönünüzü değiştirip kıyıya dik yüzebilirsiniz. Rip akıntısının güçlü olduğu noktalarda kıyıya paralel yüzerseniz kıyıdan maksimum 100 metre uzaklaşırsınız. Bu mesafe aslında fazla değildir. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında bu mesafeyi göze almalısınız. Aksi durumda ne yazık ki rip akıntısının hayat kaybına yol açma ihtimali artar. Diğer taraftan can kurtarmak için yanınıza gelecek kişiler de kıyıya dik yüzdüklerinde ciddi hayati risklerle karşılaşır. Ülkemizde suda boğulma olaylarının büyük bir bölümü maalesef bu şekilde gerçekleşmekte. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler bağlamında doğru yardım şekillerini de bilmeniz gerekir. 

Dalgalı suya girmemelisiniz.

Sıcak havalarda serinlemek için denize gidenler, suyun heyecanına kapılıp kendilerini suya bir an önce bırakmak isteyebiliyor. Oysa dalgalı sular yüzmek için yeterince elverişli değildir. Yüzme konusunda yeterli deneyime sahip olmayanlar bu konuda daha dezavantajlıdır. Gün içinde rüzgarın şiddetine ve diğer nedenlere bağlı olarak sularda dalga genişliği değişir. Ülkemizde güney sahilleri dalga genişliği konusunda daha avantajlı bir konumda. Fakat kuzey sahillerimizde dalga genişliği pek çok riski beraberinde getirmekte. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında dalga genişliğine de özellikle dikkat etmelisiniz. Suda boğulma olayları dalga genişliğinin arttığı zaman dilimlerinde daha sık ortaya çıkmakta. Bu zaman dilimlerinde suya girmek için acele etmeyin. Biraz sabırlı olup rüzgarın yatışmasını beklerseniz dalgalar risk olmaktan çıkar. Nitekim dalgalı denizlerde boğulma riski diğerlerine oranla çok yüksektir. Özellikle yüzmeye yeni başlayanlar ve çocuklar bu nedenle dalgalı denizlerden kesinlikle uzak durmalı. Aksi durumda ne yazık ki alınan birçok önlem yetersiz kalır. 

Kıyıdan fazla açılmamalısınız.

Sıcak yaz günlerinde denize koşup serinlemek isteyenler bazı konularda yeterince duyarlılık gösterememekte. Aslına bakarsanız pek çok plajımızda maksimum açılma mesafesi bellidir. Bu mesafelere dikkat ettiğinizde suda çok daha güvenli şekilde yüzersiniz. Oysa bu sınırları aşıp kıyıdan uzaklaştığınızda neyle karşılaşacağınızı öngörmeniz zorlaşır. Bu durum sadece kendi hayatınızı tehlikeye atmaz. Olası bir istenmeyen durum karşısında sizi kurtarmaya gelecek kişilerin de hayatını riske atar. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında kıyı mesafesine de özellikle dikkat etmelisiniz. Kıyıdan uzaklaştığınızda, tehlikeli durumlarda sesinizi duyurmanız daha zor hale gelir. Oysa kıyıya yakın yüzdüğünüzde yardım talepleriniz daha kısa sürede karşılık bulur. Yardım istemeniz gereken durumlarda tek kolunuzu havaya kaldırmanız yeterlidir. Bazı durumlarda sesli yardım istemeniz de gerekir. Ne var ki kıyıdan fazla uzaklaştığınızda yardım isteğinizin karşılık bulması zorlaşır. Söz konusu olan rip akıntısına yakalanmaksa dakikalar değil, saniyeler bile çok önemlidir. Nefessiz geçen her saniye boğulma riskini arttırır. 

Yüzünüz kıyıya dönük olmalı.

Suyun içinde yön duygusunu korumak zordur. Hava sıcaklıklarının arttığı zaman dilimlerinde denizler, göller ve nehirler serinlemek isteyenlerin akınına uğrar. Ne var ki hem hava sıcaklıkları, hem de artan kalabalık, kişinin farkında bile olmadan kıyıdan uzaklaşmasına neden olur. Böyle bir durumla karşılaşmamak için yüzünüzün kıyıya dönük olması büyük bir avantaj sağlar. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında yüzünüzü kıyıya döndüğünüzde, kıyıdan ne kadar uzaklaştığınızı anlarsınız. Böylelikle mesafe konusunda farkındalıklarınız artar ve yön duygunuzu korursunuz. Dalgalar arasında kulaç atmak bu sayede yön duygunuzu bozmaz. Denizlerin yanı sıra gölet ve nehirler de bu bağlamda risklidir. Gerçi yetkili kurumlar bu alanlarda suya girmenin tehlikeli olduğunu belirtirler. Fakat gerçekte çok az kişi bu uyarıları dikkate alır. Bu nedenle gölet ve nehir yataklarında boğulma olayları yaz aylarında artar. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında yüzünüzü kıyıya çevirmeniz her durumda daha az riskle karşılaşmanızı sağlar. 

Suda fazla kalmamalısınız.

Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında mesafe ve yön duygusunun yanı sıra süre algısı da önemli bir konudur. Sıcak havalarda plajlara akın edenler veya piknik yapmak isteyenler suya girdiklerinde zaman duygusunu yitirmeye başlar. Üstelik güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde suya girmek bilincin daha kötü bir sınav vermesine yol açar. Denizde veya gölde boğulmamak için süre algınızı korumalısınız. Suda belli bir sürenin üzerinde kalmak kişiyi çok yorar. Kulaç atmakta zorluk çeken bir kişi dalgalar karşısında zor anlar yaşar. Suyun içindeyken zamanın nasıl geçtiğini anlamanız zordur. Çünkü hep aynı şeyi yapmak ve aynı deneyimi yaşamak süre algısını zayıflatır. Bu nedenle, aradan iki saat geçse bile sanki yarım saat önce suya girmişsiniz gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında süre algınızı canlı tutmaya da dikkat etmelisiniz. Kendinizi yorgun hissetmeye başladığınız anda sudan çıkmak için doğru zaman gelmiş demektir. 

Dolu mideyle ve alkollüyken suya girmemelisiniz.

Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında dolu mide ve alkol sorunu da önemlidir. İster deniz olsun, isterse diğer ortamlarda suya nasıl girdiğiniz boğulma risklerini yakından etkiler. Suya girmeden önce mideniz ne boş, ne de dolu olmamalı. Her iki durumda da su direnciniz zayıflar. Aynı zamanda da kramp riskiniz artar. Suya girmek için kan şekerinizin normal düzeyde olması gerekir. Karnınız açken kan şekeriniz düşer. Vücudunuz gerekli enerjiyi bulmada güçlük çeker. Ancak mideniz fazla dolu olduğunda da kan şekerinizi düşürmek için metabolizmanız fazlaca enerji harcar. Suya dolu bir mideyle girdiğinizde metabolizmanız kan şekerini düşürmek için daha fazla enerji harcar. Şekerin metabolize edilmesi zor hale geldiği için dokulara daha az oksijen ulaşır. Alkol kullanan kişilerde de dokular oksijen yönünden yeterince beslenemez. Ayrıca bilinç zayıflar ve boğulma riski artar. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında kan şekerinizin dengede olmasına ve alkol tüketmemeye özellikle dikkat etmelisiniz. 

Yüzme bilginize fazla güvenmemelisiniz.

Yüzücülük alanında ne kadar deneyim sahibi olursanız olun, suya girdiğiniz anda farklı pek çok durumla karşılaşabilirsiniz. Yüzmeye yeni başlamışsanız, olası risklere karşı farkındalıklarınız daha yüksektir. Ancak bir zaman sonra farkındalıklar azalmaya başlar. Özellikle uzun yıllar yüzme deneyimi yaşayan kişiler, kendine güven konusunda bazen abartılı davranışlar gösterir. “Bana bir şey olmaz” düşüncesiyle hareket eden kişiler maalesef risklere karşı daha dezavantajlı bir noktadadır. Suda boğulmamak için yapılması gerekenler arasında sudaki risklere karşı farkındalıklarınızı her zaman yüksek tutmalısınız. Örneğin suda boğulan kişileri gördüğünüzde, “Bana bir şey olmaz” dememelisiniz. Bunun yerine, “Bana da bir şey olabilir” demelisiniz. Bu düşünce şekli, olası risklere karşı farkındalıklarınızı arttırır. Boğulmaya karşı alabileceğiniz önlemlere daha sıkı bağlanmanızı sağlar. Böylelikle sıcak yaz günlerinde suyun keyfini daha iyi ve güvenli şekilde yaşarsınız. Aksi durumda ise ne yazık ki kendi hayatınızı ve sevdiklerinizin hayatını riske atmış olursunuz. 

Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz… 

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir