Zeugma: Gaziantep’in çingene kızı…

Yakın dönemde Gaziantep’in en gözde turizm mekanlarından biri haline gelen Zeugma, yüzlerce yıllık geçmişiyle ziyaretçilerine tarih içinde yolculuk fırsatı sunuyor. Zeugma denince akla gelen ilk anıtsal eserlerden biri olan Çingene Kızı mozaiği bugün artık, Zeugma’nın yanı sıra Gaziantep’in de bir simgesi haline geldi. Ofix Blog‘da bu ayki gezi rehberi köşemizde, Zeugma hakkında faydalı bilgiler paylaşacağız.

Zeugma nerededir?

Zeugma, Gaziantep ilimizin Nizip ilçesine bağlı Belkıs köyü sınırları içinde yer almakta. Nizip’in 10 km doğusunda bulunan Zeugma, Fırat nehrinin kıyısında ve en sığ kesiminde yaklaşık 20 bin dönümlük bir araziyi kaplıyor. Zeugma’ya ulaşım için Gaziantep’e kara veya hava yoluyla ulaşım sağlayabilirsiniz. Gaziantep şehir merkezine 50 km uzaklıktaki Zeugma’ya varmak için dilerseniz, şehir merkezinden kalkan minibüsleri kullanabilirsiniz.

Zeugma’nın Kısa Tarihçesi

Zeugma’da ilk yerleşimler, MÖ 3. yüzyılda başladı. Büyük İskender‘in komutanlarından Selevkos Nikator, kendi ismini ve Fırat (Euphrates) nehrinin ismini birleştirerek bölgede Selevkos Euphrates isminde bir kent-devleti kurdu. Stratejik konumu itibariyle Selevkos Euphrates kent-devleti, Helenistik dönemde Makedonya Krallığı’nın uç karakollarından biriydi ve Doğu ile Batı arasında köprü görevi üstlendi. MÖ 64 yılında Romalı komutan Pompeius, kendisine yaptığı yardımlar karşılığında kentin yönetimini I. Antiachos‘a verdi. Bu dönemde kısa bir süreliğine Kommagene Krallığı’nın eline geçen kent, daha sonra tekrar Roma yönetimine geçti. Romalılar bu bölgeye, köprü veya geçit anlamına gelen Zeugma adını verdi.

Roma döneminde Zeugma’nın stratejik ve ticari önemi artmaya başladı. Romalıların Zeugma’da kurduğu garnizon, kentin askeri önemini arttırdığı gibi, Mezopotamya havzası içinde ilerlemelerini sağladı. Kentin Roma öncesinde nüfusu bilinmese de Roma döneminde nüfusun 80 bin düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Zeugma’nın önemi arttıkça ve bölgede ticaret geliştikçe, Romalılar Zeugma’ya yerleşmeye ve Fırat yamaçlarında villalar inşa etmeye başladılar. Zeugma’nın Roma’da kendi sikkesini bastırmış sayılı kent-devletinden biri olması da kentin Romalılar için önemini yansıtan bir diğer konu. Sikkelerin bir tarafında Thyke Tapınağı, diğer tarafında gücü simgeleyen Roma kartalı var. 

MS 252 yılında Zeugma, Romalıların elinden çıktı ve Sasani kralı I. Şapur tarafından ele geçirildi. Sasaniler tarafından Roma’nın izlerini silmek için yakılıp yıkılan Zeugma, 7. yüzyılda Arap akınlarına kadar Sasaniler ile Romalılar arasında birçok kez el değiştirdi. 10. yüzyılda İslam hükümdarlarının kontrolüne geçen Zeugma’da 16. yüzyılda kurulan Belkıs köyünde yerleşimler günümüze kadar devam etti. GAP kapsamında inşa edilen Birecik Barajı’nın su tutmaya başlamasıyla birlikte, Zeugma’nın su altında kalacak bölümlerinde yoğun bir kurtarma projesi başlatıldı. Türk ve yabancı ekipler tarafından yapılan kurtarma kazıları sırasında Zeugma’nın mozaikleri, duvar resimleri, Mars heykeli ve daha pek çok eser, gün ışığına kavuştu ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi‘ne taşındı.

Çingene Kızı Mozaiği

Zeugma denince akla gelen ilk anıtsal eserlerden biri şüphesiz ki Çingene Kızı mozaiğidir. Bu mozaik bugün artık, Zeugma’nın yanı sıra Gaziantep’in de bir simgesi haline geldi. Çingene Kızı mozaiği, 1998-1999 kış döneminde Belkıs Harabeleri’nin kurtarılması sırasında bir villanın 300 metrekarelik tabanında bulundu. Mozaiğe Çingene Kızı ismi verilmiş olsa da üzerindeki kişinin kim olduğu ve cinsiyetiyle ilgili çeşitli tartışmalar mevcut. Kimi arkeologlara göre mozaikteki figür, yer tanrıçası Gaia‘ya ait. Kimi arkeologlar ise figürün aslında Büyük İskender‘i yansıttığını savunuyor. Mozaiğe Çingene Kızı isminin verilmesi, saç örgülerinden kaynaklanmakta. Mozaik, 2011 yılından beri Zeugma Mozaik Müzesi‘nde sergilenmekte.

Akropol

Zeugma’nın en önemli kutsal mekanları, bugün Belkıs Tepesi olarak anılan Akropol alanında yer alıyor. Akropol’ün en yüksek noktasında, kader tanrıçası Thyke için bir tapınak yapılmış. Ne var ki, Thyke Tapınağı’nın büyük bölümü günümüzde halen toprak altında. Akropol’de şimdiye kadar üç anıtsal kült heykeli bulundu. Bölgede gün ışığına çıkarılan diğer heykeller daha çok yamaçlarda ve Nekropol’de bulundu. Anıtsal heykellerin büyük bir olasılıkla Kommagene panteonuna ait olduğu düşünülüyor. Diğer heykellerde ise Helenistik ve Semitik kültürlerin izleri mevcut.

Villalar

Zeugma villaları, yaklaşık bin metrekarelik bir alana yayılmış durumda. Roma mimarisinde avlulu kent villaları tipinde inşa edilen bu villalar içinde en önemlilerinin Dionysos ve Danae villaları olduğu değerlendiriliyor. Villalarda bulunan mozaikler, Grek ve Roma mitolojisinden izler taşıyor. Mozaiklerin bir kısmında, Grekçe halk öyküleri yazılmış. Bir kısmında ise mozaikleri yaptıran kişilerin ve mozaik ustalarının isimleri yazılmış. Ne var ki, villaların büyük bir bölümü Sasani işgalleri sırasında harap edildi ve bölgedeki yerleşimler zaman içinde Fırat’ın kıyılarından iç kısımlara doğru yayıldı. Zeugma’da sürdürülen kazılar sonucunda gün ışığına çıkarılan villalar günümüzde, 400 ton ağırlığında demir kullanılarak inşa edilecek çatıyla korunacak.

GAP kapsamında inşa edilen Birecik Barajı nedeniyle Zeugma’nın 3’te biri sular altında kalmış olsa da en önemli mekanlarının suyun ulaşmadığı kısımlarda olması sevindirici bir durum. Zeugma’nın en önemli tarihsel mekanları arasında yer alan agora, stadyum, tiyatro, lejyoner üssü ve hamamlar, su üstünde kalan kısımda gün ışığına kavuşmayı bekliyor. Zeugma’da arkeolojik kazılar devam ettikçe, kentin daha birçok güzelliği dünya mirasına kazandırılacak.

Tüm okurlarımıza sağlıklı, keyifli ve bol kazançlı günler diliyoruz… 

Görsel Kaynaklar:

http://zeugma.org.tr
https://www.kulturportali.gov.tr 

İlgili yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir